Nereye sığınır, nerede uyur? Bir garip mülteci, başını kimin göğsüne gömer de ağlar hıçkıra hıçkıra? Bir garip mülteci, hangi kapıyı çalsa, kapılar döner duvara. Bir garip mülteci, koca bir kampta kaderine bırakılan, yalnızlığı ile baş başa. Kuşlarla, böceklerle konuşan, yeri yurdu belli olmayan. Allah'a yalvaran; "Cennet ya da cehennem, hiç fark etmez" diyen. Metazori gülen, tüm içtenliği ile ağlayan. Bir garip mülteci göçmen, anasına sıkı sıkıya bağlı bir çocukken, şimdi ellerini bile unutan, yüzünü göremeyen. Bir garip mülteci koca bir değirmen taşı kadar yavaş dönen dünyada, zamana yenik düşen. Bir garip mülteci, toprağa karışıp kaybolurken etleri, kemikleri kimseyi üzmeyen.