Kim bozar bu çocukları? "Suçluçocukyoktur.Suçaitilençocukvardır!" diyor uzmanlar. İyi de kim iter, kim tepikler arkalarından? Naletin, lanetin, rezaletin, melanetin kol gezdiği suç coğrafyalarına, sözünü ettiğimiz o sıra dağları hangi "manzararessamı" çiziktirir? İşin kolayına kaçalım mı? (Çünkü şehrin en büyük mülki amiri de dahil tüm resmi kent kollayıcıları öyle yapıyor.) Size şehrin bu adı konulmamış, şekli oturmamış düşsel suç haritasında yer göstereyim mi onlar gibi?
MAHARETSAHİPLERİ Parmağımı önce Kasımpaşa Hacıhüsrev, sonra Tarlabaşı, arka Beyoğlu, Dolapdere, Sarıgöl, Tophane falan filan gibi aforoz edilmiş semtlere mıknatıslayayım mı? Yoook!.. Kazın ayağı da öyle değil, dönen oynanan "ayakda". Peki ne? Ne olacak? Özelde bu kentin, genelde bu ülkenin çocukları kan kaybediyor. Bilerek ya da bilmeyerek. İsteyerek ya da sessizce seyrederek herkes bu oyuna katılmış oluyor. Yani kolektif, dev bir "suçaitme" makinesinin en azından vida başıyız hepimiz. İri kıyım ve taammüden bu işi becerenler de yılanlar ve çıyanlar korosu olup, sübyanları sokmakta maharet sahibi olmuş... Gerisi az ötede.