Resimlerin hikayesi Sanat öyle bir kavram ki, çok göreceli. Sanatın pekçok dalı olduğu gibi, eserlerin de pekçok farklıyorumu oluşuyor. Kimi sanatçılar zamanında anlaşılmazken, ölümlerindensonra eserlerine paha biçilmiyor. Kimi eserleri görenler 'Amannevercanım,bunubendeyapabilirim' diyebiliyor. Çoğu zaman bu tarz söylemlere maruz kalan eserler, 'sürrealist' ya da 'modernsanat' adı altındaki çılgıntasarımlar oluveriyor. Geçenlerde açılan, SanatGalericileriDerneği tarafından organize edilen, Artİstanbul2007SanatGünleri Sergisi'ni gezdim. Hani basına daha çok TürkanŞoray'ınşapkalarıyla çıkan. Karaköy5No'luAntrepo'da gerçekleşen sergide, birbirinden değerli ressamlar ve sanatçılarınresimleri,heykelleri,fotoğrafları arasında dolaşmak müthiş doyurucuydu. Belirttiğim gibi, sanatgöreceli bir kavram. Herkesin zevki kendine. FikretMualla'lar,ÖzdemirAltan'lar,BurhanDoğançay'lar da vardı ama bu sergideki onlarca sanatçıdan3tanesine vuruldum. GüzhanMüstecaplıoğlu,GüngörTaner,EstiSaul. Bir kere ben kırmızırengin bol kullanıldığı çarpıcı,modernresimleri severim. Aynı zamanda OsmanlıSanatı'ndan esintilere bayılırım. GüzhanMüstecaplıoğlu'nun kaftan figürlü tablolarını görünce bu yüzden çarpıldım. Resimlerin önünden ayrılamadım. Bana biraz İsmailAcar'ıntarzını anımsattı. Zaten sohbetimizde öğrendim ki, İsmailAcar ile aynı okula gitmişler. O kaftanlar, o aralardaki detaylar, Arapça yazılar, kırmızı mühürler... Beni benden aldı. Zaten resimlerin sizi Mevlana ve ÖmerHayyam'a götürmesi ruhuma vurulan son güzel darbeydi. GüngörTaner'in kırmızı ve yeşil ağırlıklı yağlı boyaların savrulurcasına atıldığı dev tablolarının çoğu satılmıştı bile. Sade ama bir o kadar renkli bu resimleri de çok beğenirim. EstiSaul'un yağlıboya çalışmalarınıysa, ilk defa gördüm. Değişik bir tarz. Siyahbeyaz minik fırça darbeleriyle betimlenmiş hikayelerin arasında renkler. Çağdaş sanat EstiSaul'un düş dünyasıyla harmanlanmış adeta. Kiminde bir AnkaKuşu'nun gezintisini, kiminde bir anneninsıcaklığını anlatıyor.