Bir hane dolusu hicran
Bayramın birinci günüydü ve Bingöl'deyim. Olayı öğrendiği andan itibaren şoka giren, kimselere görünmeyip hiç kimseyle konuşmayan aileyi razı edip söyleşmek için uğraşacağımı biliyordum. Kentin hatırlı kişileri aracılık etti bu görüşmenin gerçekleşmesi için.
BÜTÜNDÜNYAYA... Sonra şaşırarak öğrendim ki onlar da gazete telefonlarımdan beni arıyorlarmış, Aile meclisi karar almış ve "Olup biteni Savaş Ay'a anlatalım. Duygularımızı ve üzüntümüzü onun kanalıyla aktaralım bütün dünyaya" demişler.
SARILIPAĞLADI Aileden ilk buluşmayı, ölen bombacı Gökhan'ın ağabeyi Fatih Elaltuntaş'la (25) sağlıyoruz. Beni görür görmez, boynuma sarılıp hıçkırarak ağlıyor. Ağzından dökülen ilk sözler ise şöyle: "Abi bittik biz, mahvolduk. Kardeşimin ölümünü, cenazesini, taziye günlerini filan bir kenara koyduk. Benim pırlanta gibi kardeşimi bu hale getirenlerin ortaya çıkmasını arzuluyoruz bir an önce."
YÜREĞİMPARÇALANIYOR Genç adamın ağlaması yüreğimi parçalıyor elbette. Onu sakinleştirmeye çalışmam da boş bir çaba. Az sonra, Fatih Elaltuntaş'ın aracına binip taziyeye gelen erkeklerin bulunduğu amca Rıfat Elaltuntaş'ın evine gidiyoruz.
TIKLIMTIKLIMBİREV Bingöl'ün 'hali vakti yerinde' yurttaşlarımızın oturduğu Karşıyaka Düzağaç Mahallesi'ndeki ev, Gökhan'ın büyüdüğü babaevinin hemen arka sokağında. İkinci kata çıktığımızda, kapı önünde onlarca çift erkek ayakkabısıyla karşılaşıyorum. İçeri girince görüyorum ki, ev tam bir ana baba günü. Az sonra baba Şefik Elaltuntaş bitkin, perişan bir halde ve 2 kişinin kolunda zorlukla yürüyerek geliyor bulunduğum odaya.
FİLMŞERİDİGİBİ O da oğlu Fatih gibi sarılıp uzun uzun ağlıyor, göğsüme yaslanıp. Patlamadan hemen sonra olay yerine gittiğim, oradaki korkunç insan manzaralarını gördüğüm için bir film şeridi geçiyor kafamın içinden sanki. Ve şimdi göğsüme yaslanıp ağlayan adamın öz be öz oğluydu işte bu acıları yaşatan...
'BİNKEZÖLSEYDİDE...' Bu tarifi mümkünsüz ruh halinden, yine Şefik Bey'in sözleri kurtarıyor beni. Diyor ki baba Elaltuntaş: "Savaş efendi kardeşim. Oğlum keşke bin defa öleydi. Ama bir kez bile böyle ölmeyeydi. Biz vatanına, milletine, devletine, bayrağına, Kur'an'ına saygılı, sevgili bir aileyiz. Aklımız fikrimiz almıyor ki bu çocuk bunu nasıl yapar?"