Ortaklık sınavı
Bölücü PKK terörünü Amerikan Başkanı Bush ile yarın yapacağı görüşmede gündeme getirecek olan BaşbakanRecepTayyipErdoğan'ın yine "nasihat" alacağını düşünenlerdeniz. MaalesefABDileTürkiyearasındakiilişkiler"stratejikortaklık"diyeortayakonulsadaterazininkefeleriarasındainanılmazbirdengesizlikvar.Adınauygunişbirliğizerreceyok. Herhangi bir konuda Amerika tarafı sadece laf üretiyor, bazen de telefon ediyor! Mesela; AB konusunda Türkiye'nin tezlerine destek verilmiyor ama "Girsin,girmeli" gibi sözler telefonla Avrupalı muhataplara iletiliyor. Gerisi, iki tarafın bileceği iş! "TürkiyeAB'yegirmeli" diyen ABD, stratejik müttefiğinin önüne Kıbrıs şartı getiriliyormuş veya toprak bütünlüğü tehlikeye sokuluyormuş, hiç oralı olmuyor. Hatta, AB'den gelen bu tip şartları veya gizli çabaları destekliyor! Türkiyeiseneyapıyor?StratejikortağıolanABD'ninbütünisteklerini,gerektiğindeenbüyükriskleridealarakbirbiryerinegetiriyor. Afganistan'a (Taliban ile mücadele bahanesi ile) askerini gönderiyor, Lübnan'da sınır bekçiliğine soyunuyor, topraklarında üs veriyor, hava sahasını ve limanlarını açıyor ABD'ye. Sadece bunlar mı? Amerika'nın doğrudan kullandığı imkanlardan tutun; askeri, ticari ve sosyal alanda birçok konuda da Türkiye hep "veren" taraf değil mi? Siyasi alanda da yıllardır "baskı"lardan kurtulabiliyor muyuz?
Dayatmaveyaptırımlar Silah alacağız; jet, tank veya tabanca, her neyse! Önce Amerikalılar bilecek! Mümkünse paramızı onlara vereceğiz! Buğday ve pirinç gibi tarım ürünleri ithal edecek isek, önce Amerika'ya müracaat lazım! Veya oradan yapılan hiçbir ithalata engel olmayacağız. Aksi halde, Dünya Ticaret Örgütü kararlarını ihlal etmekten de tazminat cezaları ödeyeceğiz. Sosyal ve siyasi alandaki istekleri de artık herkes biliyor zaten. Adına dayatma mı, yoksa yaptırım mı dersiniz, şu Ruhban Okulu ve Patrikhane ile ilgili baskılar bitiyor mu? İran ve Suriye gibi komşularımızla münasebetimizden bile rahatsız olup "Görüşmeyin" diyecek kadar destursuz değil mi ABD! Şu son 1-2 aydır, terör konusundaki ikircikli politikaları, hatta PKK işbirlikçisi gibi duruşları bile Amerika'nın dostluğu veya "stratejikortaklığı" hakkında fikir verebiliyor. Sınır ötesi harekatı bile gerçekleştirmeyecek her şeye başvurup, neredeyse bölücü teröre karşı silahlı güç kullanmamızı engelleme peşindeler. Onun için Başbakan'ın yarın ABD Başkanı ile yapacağı görüşme konusunda "iyimser" değiliz. Densizlikleriyle ünlenen Bush yine "nasihat"ta bulunur, bizimkiler de oyalanıp gider. Yine de yanılmayı ve ABD'nin "stratejikortak"lığa yakışır tutum sergileyip risk alacak süreci başlatmasını diliyoruz.