Hakeme ayar oldum
Daha başlarken hakemin ilk düdüğü çalma hareketine "ayar oldum". Bakışlarda 'Clark' derinliği, vücutta şakülü kaymış minare eğimi, dazlak kafayla tamamlanmış harbi karizma ve füürt demeden önce 40 saniye kadar dip frizden çıkma balık donukluğu.
AĞIR AHESTE Sonra kalecileri Gomez'in yüzünde zamanlı zamansız oluşan o pişmiş kelle sırıtması sıktı canımı. İçimi ferahlatan sağlı sollu ataklarla PSV kalesinde yarattığımız izdiham oldu. Alex gününde olsa, 33 devirli plak gibi ağır-aheste çalmasa durum daha baştan farklı olurdu. Onun sakatlanıp çıkmasıyla Semih'in yıllar süren yedek santrforluğuna bir de yedek kaptanlık eklendi dün. Ama o da oyundan alınınca kaptanlık pazubendi üçüncü kez el (kol) değiştirip Deniz Barış'a düştü.
OSKARLIK OYUNCU Hemen belirtmeliyim ki Gökhan'ı çok beğendim. Bir spor yazarı olarak değil bir sinema adamı bir yönetmen olarak takdir ettim bu çocuğu. "Faul yapıldı bakın amma da sakatlandım" anlamındaki dedirtecek, o yatıp da kalkamayışlarıyla, Oskar'lık oyunculuklar çıkardı ama hakem sanattan anlamıyordu?
10 KİŞİYE DÜŞÜNCE Daveit'in kırmızı kart görmesi biraz abartılı geldi ne dersiniz. Aynısını Kadıköy'de yapan yerli hakemi daha maç bitmeden Yel değirmeni'ne kadar kovalarlar vallahi. Ama oyuncumuzun en ufak bir itirazda bulunmak şöyle dursun adeta gülerek sahadan ayrılması da çok ilginç geldi bana doğrusu. Bu kardeş de aynı şeyi yine Kadıköy'de yapsa hakemle birlikte bir de o kovalanır.
DOLDUR BOŞALT Ben yazının burasına geldiğimde maç da 84. dakikaya gelmişti ve hala gol yoktu. Durum böyle olunca gole endeksli futbol yazarlığım dumura uğruyor benim. Farkındaysanız Fener'in 2. yarıdaki hali gibi doldur boşalta vurdum kendimi. Yani bir anlamda ben de vakit geçiriyordum ki Tunç müdürün telefonu geldi. - Abi maç bitmese de yazını gönder - Aman müdürüm ya gol olursa? - Fark etmez abi - Nasıl fark etmez? - Kimse senin yazını sonuna kadar okuyamaz ki be abi!..