Amerika'nın bize ihtiyacı!
ABD DışİlişkilerKomitesi'nden 6 oy fazla ile Ermenisoykırım tasarısı geçince, bizimkiler bildik tanıdık yorumu patlattılar: Amerika'nınbizeihtiyacıyokmu?
***
Toplumlarda, bilerek isteyerek oturtulmuş, yıllar içinde kaneviçe gibi işlenerek insanların beyinlerine kazılmış paradigmalar vardır. Amerika Türkiye'nin müttefikidir! Dünyanın en büyük gücü Amerika, bize sormadan, danışmadan iş yapmaz! Bu kavramlar, hiç sorgulanmadan medyalarda, düşünce mahfillerinde işlenir, kahvehanelere kadar sızar. Kahvehane filozofunun bu replikleri sevmesinin temel sebebi de, Türkiye'yi büyük göstermesidir. Evet, Türkiye büyüktür ama ancak büyük akıllarla büyük davranabilir.
***
Ben de şöyle diyorum: Amerika'nın lütfen bize ihtiyacı olmasın artık. Olmasın kardeşim, kendi işine baksın. Amerika'nın bize ihtiyacı olmasın ama bizim de ona ihtiyacımız olmasın. Okey mi?
***
Türkiye'nin Amerika'ya ihtiyacı olunca ne oluyor, hiç düşünüyor muyuz? İncirlik'ten bomba yüklü uçaklar kalkıyor, orayı burayı bombalıyor. Afganistan'da taş üstünde taş kalmamış, Amerika'nın ihtiyacı var diye, Türkiye Kürt Memet nöbete misali, Afganistan yollarına düşüyor. Hadi ertesi gün Bosna'ya, ertesi gün Afrika'ya, ertesi gün Lübnan'a!..
***
Bu ihtiyaç teorisi, taa Kore'lerde başlamamış mıydı? Ne oldu şimdi, iki Kore barışta el sıkışmaya hazırlanıyor, bizim Kore şehit ve gazilerimiz yanımıza kâr kaldı.
***
Ben anti-Amerikancı değilim. Demokratik, hukuklu, insan haklarına saygılı, bilimci ve dünya halklarına duyarlı Amerika'yı severim. Ama hırt ve arsız Amerika'yı sevmem. Naçiz şahsımı teslimiyetçi liberallerden ayıran nokta da tam budur. Ne diyorlar: Türkiye, Amerikan ilişkilerine dikkat etsin. Türkiye, küresel sermayeye açılabildiği kadar açılsın. Dünya ile entegre olsun. İyi güzel de, bütün bunları, kendi öz gücümüzle, tarihsel onurumuz ve deneyimlerimizle ve haysiyetimizle yapsak daha doğru olmaz mı?
***
Piyasaya tam teslim olmuş, dünyadaki her şeyi borsa ve sermaye hareketleri olarak gören liberalizm, ülkelerle kağıttan bebeklerle oynar gibi oynayan şuursuz ve arsız küresel sermayeye karşı ne gibi önlemler düşünüyor acaba? Türkiye'deki kitlesel yoksulluk ve yoksunluk hakkında ne düşünmekteler? Türkiye'nin Batı'daki dost kurum ve kuruluşlara ödediği devasa faizler hakkında, memleketi soyup soğana çeviren sıcak para hakkında ne öneriyorlar? Yabancı maden şirketlerinin memleket sathındaki maden alanlarının yüzde 30'unu kazmakta olduğunu, Kaz Dağları'nı da didik ettiğini bilmekteler mi acep? Bizim arsız ve aç gözlü küresel sermayeye ihtiyacımız olmasın. Varsın George Bush'un da bize ihtiyacı olmasın! Gene de iyi bayramlar dostlar, ne diyelim.