Saf stajyer Hicri ve gece nöbeti TAKVİM başmüdürüFikretBey'in hediyesi... Genç, bıyıkları taze terli bir çocuğu getirip tanıştırdı. Sonra da kulağıma eğilip bağbağışlıyormuş edasıyla fısıldadı: - SavaşAbi,buyenistajyerinHicri.Bundanböylegecenöbetlerindesanayardımedecek.Çokyeteneklivecevvalbirkardeştir. Rahatsız olsam da belli etmedim. Yumruklarımı sıkıp, içimden sayılar saydım. - Yakındasenigeçersesakınkıskanmaabi. Dayanamadım sonunda. Münasip dille itiraz ettim. - Fikret Bey. Nazik jestinize teşekkür ederim ama bendeniz geceleri yalnız takılırım efeem. - Amanabim,yalnızlıkyüceAllah'amahsustur. - !!!!!! - Buncaçabanakarşıdoğrudürüstmaaşödeyemiyoruz,bariböylebirkatkımızolsun.Haydietiseninkemiğibizimabi.
NASILSA Müdürün gözlerindeki tavizsiz bakışlardan kavradım ki direnç faydasız. "Nasılsatezvakitteyıpranır,ağırnöbetlerikaldıramaztükenir.Birkaçiştedeayağımadolanırsaşikeder,kaydırırımayağını" dedim içimden. Hemen o gece için sözleştik, gazete kapısında buluşup gece 23.30 sularında daldıkkoynunaİstanbul'un.
BAKIRKÖYDEVLETHASTANESİ İlk saatlerde fazla bir şey olmadı. O zaman ben de telsiz işine değil, bilindik mekanlara gidip kolaçan yapma taktiğine başvurdum. Kırdım direksiyonu BakırköyDevletHastanesi'ne. GeceyiveHicri'yi az ötede yazdım. Bakın bakalım, bana mı, Hicri'nin vukuatlarına mı, yoksa hastanenin durumuna mı acıyacaksınız.