İftira tutmadı
Tam 5 yıl önce Kasım 2002'deki seçim sandığından iktidar olarak çıkan AKP'nin taktiksel 2 manevrası olmuştu. Biri; kılıkkıyafetleri ve yaşantılarıyla dikkat çekmemek için milletvekili lojmanlarını kullanmamak; diğeri de Anayasa'yı bile değiştirecek çoğunlukta 3'te 2 sandalyeye sahip oldukları TBMM'de araştırma ve soruşturma komisyonları kurmaktı. Kılık-kıyafetteki hassasiyet ve planları gibi, araştırma ve soruşturma komisyonları kurma hesapları da çok işe yaradı! Görevini tamamlamış kabul edilerek bu seçimde aday gösterilmeyenler içinde yer alan İstanbul Milletvekili AzmiAteş başkanlığındaki komisyonun adını YolsuzluklarıAraştırma koydular.
AKPuyanıklıkyaptı Millet bekliyor ve zannediyordu ki, bu komisyon, Refah Partisi'ndeyken Hazine'den alınan trilyonların üstüne yatanları, belediyelerde ve bağlı şirketlerde envai çeşit dolap çevirenleri, haklarında soruşturmalar yapılırken milletvekili seçilip dokunulmazlık zırhına bürünen onca kişiyi göz önüne çıkartacaktı. Ne gezeeeer! Bilakis, onca şaibeli ve kamu vicdanında tartışılan ilişki ve kirliliklerin aktörlerini göz ardı ettirip unutturabilmek için eskiler hakkında çalışıldı! Önceki dönemin bakanları öne çıkartıldı. Böylece "Cambazabak" politikasıyla, kendi yolsuzlukları yerine başkalarını yolsuzlukla suçlayıp gündemi saptırdılar. Bir süre sonra da, medya dahil hemen herkesi bir şekilde susturduklarından veya teslim aldıklarından halkın bakışları farklılaştı. AzmiAteş'in araştırma komisyonundan çok sayıda soruşturma komisyonu çıkartıldı.
Aydın'ınkifarklıoldu Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu birçok eski bakan, bu şekilde Yüce Divan'a gönderildi. Anayasa Mahkemesi'nde yargılanan bu isimlerin hepsi 11 kişiden oluşan Yüce Divan heyeti ile Yargıtay Başsavcısı ve 2 yardımcısından oluşan 3 kişilik iddia makamının şahsında "hesap" verdi. Uzun süren bu davalardan sonuncusu da önceki gün verilen kararla tarihe karıştı. Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Koray Aydın, hakkındaki bütün suçlardan bir bir beraat etti. Bundan önce biten davalarda "Zamanaşımı,aflardanyararlanma,delilyetersizliği" gibi gerekçelerle sonuçlar alınmışken Koray Aydın'da doğrudan beraat kararı çıktı. Üstelik,bukararda,YüceDivan'ıoluşturan11kişilikheyetinhepsininoybirliğiyle,yani11-0gibipeknadirolanbirittifaklaalındı. Görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve haksız mal edinmek suçlamalarından böylesine açık ve net şekilde beraat eden Bakan Aydın da 24 Şubat 2005'ten itibaren 2.5 yılı aşkın süren ağır işkenceden kurtuldu.
NuriOk'unşaşırtaniddiası Peki iş burada bitti mi? Belki hukuken ve şeklen bitti ama, vicdanen bitemez. Bize göre bitmemeli de. Artık, bu tartışılmaz kararından sonra, bazılarının cevabını aradığı gibi, esas hakkındaki mütealasından bile Aydın'ın 216.5 yıla ka dar hapsini isteyen Yargıtay gibi anayasal bir kurumun Başsavcılığını yapan (şimdi emekli) NuriOk'u tartışmayacak mıyız? Yaklaşık 40 yıllık hukukçu olup savcılık, başsavcılık yaptıktan sonra Yargıtay'ın çeşitli kademelerinde yıllarca görev yapan NuriOk gibi tecrübeli biri esas hakkındaki mütealasında bile 216.5 yıl hapis cezasını isteyebilmiş ve Yüce Divan da bu isteğe rağmen ittifakla (11-0) beraat kararı vermişse, iddia makamında bir sıkıntı söz konusudur. 2.5 yıl süren davada bütün şahitler ile, iktidardaki AKP'nin uhdesindeki bakanlık ve müdürlükler KorayAydın'ın çok doğru işler yaptığını, söz ve resmi yazılarla ortaya koyarken Başsavcı Nuri Ok'u yanıltan veya bu şekilde istekte bulunduran nedir? Dolayısıyla Yüce Divan'ın birbirinden farklı yaşayan, düşünen ve hayat anlayışı olan 11 üyesinin verdiği beraat kararı değil, şimdi emekli olan Nuri Ok'un giderayak talep ettiği 216.5 yıl hapsin sırrını öğrenmek lazım... Nuri Ok konuşsa da, bilsek!