Rastatt tokadı
Gazetemiz Takvim'in dünkü manşetini görüp okudunuz. "Azınlık tokadı" başlıklı haberde, Almanya'da Türkçe'yi yasaklayan Rastatt Belediye Başkanı'na karşı örgütlenen Türkler'in, seçim zaferiyle intikam alıp yeni Başkan'ın seçilmesinde önemli rol oynadıkları belirtilmişti. Doğrusu çok düşündürücü bir haberdi. Kendi ülkelerinde Türkçe konuşamayan, çarşı-pazarları yabancı dilde afiş ve tabelalarla dolan Türkler'in en cengaverleri, Almanya'nın Rastatt kasabasındaymış meğer... Çevre kentlerdeki 2 bin 900 Türk'ü de sırf Türkçe'yi yasaklatan 16 yıllık belediye başkanını devirmek için Rastatt'a kaydettirmiş ve diğer yabancıları da yanlarına çekebilmişlerse, bu başarıdaki sırrın izahı "Milli direniş" veya "Varolma kavgası" şeklinde özetlenemez mi?
'Türk'üm' bile dedirtmiyorlar Öyle ise bir avuç kardeşimizin şuurla ve inanarak başardığını kendi ülkemizde üstelik adı Türk olan bir coğrafyada niçin hayata geçiremiyoruz? Neden her önüne gelen, Türk'e fatura çıkartıyor? Neden etnisite denilen ilkel kavmiyetçilikler öne çıkartılıyor da bütünün adı olan Türk kelimesinden kaçılıyor? Neden etnikçilere onca defne dalı, gül, çiçek vesaire uzatılırken, bir Allah'ın kulu çıkıp da "Türkler'i üzmeyelim" bile diyemiyor. Neden "Hepimiz Ermeni'yiz" diye bağıranlar hoşgörülüp mazlum demokratlar veya insan hakları mücadelesi savunucuları oluyorlar da "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü haykıranlar ırkçı ve faşist damgasını yiyorlar? İti-kopuğu, yalancısı-dolandırıcısı, kapkaççısı-sapığı, hattı arsızı-yolsuzu ve de "Köpeğin olurum abi"cileri bile kendi güçlerini yansıtırken etnik kimliklerin ardına da sığınıp rüzgar yapmıyorlar mı?
'Ya sev ya terk et' Böylesine bir Türkiye gerçeğine rağmen Almanya'nın Rastatt Belediye Başkanlığı'ndaki gibi tavır koyamıyor Türkler. Kimliğini, kişiliğini ve varlığını ortadan kaldırmak isteyenleri apaçık görmesine rağmen, bırakın hücuma geçmeyi, sıradan savunmasını bile yapamıyor. Türk ve Türklük düşmanları 4 koldan saldırılarını sürdürüp her fırsatta Türkiye Cumhuriyet Devleti'ne ve millete sövüp sayarken, yahut da alçakça tahrik ederlerken seyrediyor. Son günlerdeki gibi "Ya sev ya terk et" yazıları ve çıkartmaları bile batıyor birilerine... Vatan sevgisinin ne anlamlar taşıdığını bilemediklerinden, bu laftan da envai çeşit kurgu oluşturuyorlar. İnşallah Türkiye Türkleri de Rastatt'taki gurbetçi Türkler kadar uyanırlar da Türk'e kefen biçen bütün hainler ve işbirlikçi teröristlerden hesap sorarlar. Dosta-düşmana Türk'ün gücünü gösterirler.