Yürek zenginliği
Amerika'da iftar açıyor Sayın Başbakanımız! Amerika'da ikamet eden politik suflörlerden biri, "Darbe istemiyoruz efendim" diyor. New York'tan buraya geliyor sesi. Bizler "Hem darbe istemiyoruz, hem de Amerika'nın mandası olmak istemiyoruz" diye haykırıyoruz da... Kendi ekseni etrafında dönüp duruyor sesimiz.
***
Kim ne derse desin, Pentagon patentli bir düzen var ülkemizde. Amerika'nın promosyonları bitince, gerçekler giriyor devreye. Güneydoğu yanıyor. Ciğerleri kanıyor anaların. 12 vatandaşımız birden kurşun yağmurunda katlediliyor. Irak'taki silahların kaynağından haberimiz var. İnsanlarımızı katleden kurşunlardaki parmak izlerinden de...
***
Bizler yıllarca, kasten cahil bırakıldık, Amerika'nın bir dediğini iki etmeyen politik zatlar tarafından. Süt tozuyla kandırılan bir toplumun fertleri olarak, Amerika'nın sömürge düzenine yamaklık bile yapmadık mı? Filmi başa sarıp izlemek isteyenler için, tarih orada duruyor! Amerika'yı denize döken, darbenin astığı aslan gibi gençlerin, bizim gönlümüzdeki heykelleri de duruyor. O yüzden biz Başbakan'ı yemekte ve uçakta karşımızda görebilsek, haykırırız! "Siz yıllarca Amerika'yı düşman bellediniz, bizlere de öyle belletiniz de, şimdi bu sadakat niye?" diye... Ve ekleriz... "Biz Amerika'yı hâlâ sevemedik" diye.
***
Şırnak'ta insanlarımızı katledenlerin arkasında duran güçler bellidir. "Kimse bizden kardeşlerimizi terörist ilan etmemizi beklemesin" diyenlerin cesaretinin kaynağı da bellidir. Haritamızı bozup, çocuklarımızı uçaklara taş atan Filistinli çocuklara dönüştürmek isteyen düzen, Amerika'dan pek görülmez. "Darbe istemiyoruz efendim" diyen New York'taki suflör gibi şanslı değildir herkes. İnsan olan için, Filistin'i New York yapmak, darbe istememek kadar kutsaldır. Ama nerede Amerika'da yaşayan birinde o yürek zenginliği?