Bizim meselemiz
Bazıları el yordamıyla bulur yolunu. Bazıları dil yordamıyla. Maksat sineği öldürmek gibi gösterildiğinde, çocuklarımızın alnındaki sineği baltayla kovalamak da "hayırlıbirişgibi" görülebilir. Varsın çocuklarımızın alnında balta izi kalsın! Hangi politikacının ağzının içinde arı kovanı var ki, bal damlasın kullandıkları kelimelerden. O yüzden kimseyi eline, diline sahip olmaya çağırmak haddimize değil. "Beğenmeyenkızınıvermesin!"
***
Toplumu yönlendirme hakkı, ikinci bir emre kadar sadece politikacılara aittir. Zarif konuşmak, politikacılar için seçmeli ders olarak konuldu mu? Gecekondu edebiyatı altın devrini yaşarken, boşuna alınmadı dağ gibi oylar! Ülkenin ruhunun "arkabahçelerinde" binlerce değer gömüldü de, sesimiz çıktı mı? İnsanların birbirine şapka çıkartan saygınlığı neden böylesine yerle bir edildi sanıyorsunuz! Yooo, hiçbir itirazımız yok. Ayarı bozuk kelimeleri fotokopiyle istediği kadar çoğaltabilir beylerimiz. Aynı nehirde istediği kadar yıkanabilirler! "Beğenmeyenkızınıvermesin!"
***
Bütün harfleri kalp olan bir alfabemiz olsa, yine kırarlardı kuşkunuz olmasın. İlkelerimizin, değerlerimizin kalbini kırmadılar mı? Bütün trenleri kaçırdık da, bu saatten sonra konuşma dillerine bilet kontrolü mü yapacağız yani? Herkesin kendisine yakışan bir rahatlama biçimi var. Kendisine yakışan konuşma dili. "Beğenmeyenkızınıvermesin!"
***
Bütün bunlar üstümüze vazife değil. Ne haddimize. Bizleri beğenen de okusun, beğenmeyen de... Bizim meselemiz, yazdıklarımızdan alınacak derslerdir. Alan da sağolsun, almayan da... Bizler cümlelerimizde, "verilecekkızlariçin" rezervasyon yaptırmıyoruz. "Aynıdilikonuştuğumuz" insanlarla bir cümlenin üzerinde buluşup tokalaşmak bile bizim için hazine kadar değerlidir.