Çevre Bakanı Veysel Eroğlu
Çiçeği burnunda Çevre ve Orman Bakanımız VeyselEroğlu, Afyon kentinde 100 otomobillik konvoy ile şeref turunu attıktan sonra ilk beyanatını verdi. İktidara yüzde 47 ile gelindikten ve bir demokrasi zaferi elde edildikten sonra şeref turları atılmasına diyecek lafımız olamaz. Fakat verilen beyanat, çevre ve su ile ilgili olması bakımından üzerinde durulmaya değer bir beyanat oluyor. İSKİ Genel Müdürlüğü ve DSİ Genel Müdürlüğü sırasında gösterdiği başarılar dikkate alınırsa, çevremiz ve suyumuz konusunda VeyselEroğlu'nu ciddiye almak zorundayız. Üstelik konu da çok ciddi: Suveçevre.
***
Şöyle diyor Bakanımız: Küreselısınmayakarşıgereklitedbirleralındı.Hükümetin2013ve2023hedeflerivar. Bu cümle iyi. Demek ki hedefler ve planlar var. Devam ediyor: BanagöreküreselısınmaTürkiye'yitehditetmiyor. İşte bu olmadı. Bu konularda görüş, bana göre, ona göre diye konulmaz. Bilimsel verilerle konulur. Böyle bir görüş serdetmek için ya Türkiye'nin yer küreyle bağlantısının olmadığını ya da kimi özel avantajlarının neler olduğunu söylemek gerekir.
***
Devam ediyor Sayın Bakan: Türkiye'deihtiyacımızın10katısuvar.Mühimolanbusuyuniyikulanılması,havzalararasındaaktarmayapmakgerekiyorsa,aktarmalıbarajvegöletleryapmakgerekiyor.Ayrıcasulamasistemindeçokbüyüksukayıplarıvar. Bu cümle güzel işte. Yapılması gereken işleri anlatıyor. Demek ki, hükümetin hedefleri derken, bir sürü işin yapılması gereği anlatılıyor. Aksi halde, mevcut durum, probleminbüyüyereksüreceğini gösteriyor demektir.
***
Devam ediyor Bakan: Buyılkuraklıksözkonusu. Bukuraklıkküreselısınmadandeğil.ÖnümüzdekiEkimayındanitibarendeyağışlarınbaşlayacağınainanıyorum. İşte bu cümle hayli talihsiz olmuş. Çok ciddi kuraklık oluyor. Ama küresel ısınmadan değil de başka bir şeyden. O başka şey nedir, ne olabilir? Ayrıca Ekim ayından itibaren (bütün kış boyunca yani.) "yağışlarınbaşlayacağınainanmak" nasıl bir bilimsel tespit olabiliyor? Yani Türkiye'de kime sorsanız, Ekim'den itibaren yağışların başlayacağını tahmin edebilir. Hatta inanmak istiyorsa çok rahat inanabilir de.
***
Koca koca göller kuruyor, haritadan siliniyor. Akarsular kuruyor. Yer altı suları çekiliyor, bilinçsizce emiliyor. Mevcut su kaynakları bilinçsizce çarçur ediliyor. Hal böyleyken, yağışlar da azalıyorsa, hemen ve derhal bir devletsuprogramı gerekmiyor mu? Bence, Türkiye'nin hızla kuraklaşması, bir hükümetvepartimeselesi değil. Ama aynı su meselesi benemahal bir hükümetmeselesi haline gelebilir. Çünkü bu ülkenin insanı, rahmeti de kuraklığı da hükümettin bilebilir.