İlk günün ertesi
Cumhurbaşkanı AbdullahGül'ün göreve başlamasının ardından, ekrandaki yorumlara bakıyorum. Neymiş, Çankaya'da şampanya servisi yapılmış. Yani meselenin içinde şampanya varsa, laiklik adına sıkıntı yok. Her şey bu kadar basit! Bir başka yorumcu, "Askerbuişenasılbakıyor?" diye, iktidarın saflarındaki bir milletvekiline soru yöneltiyor. Beklediği cevabı alamıyor, sıkıntı basıyor kışkırtıcı aydını!.. Görüyoruz ki, askerle, siyaseti birbirine düşürmekten nemalanmak isteyenlerin, hesaplı soruları bitmeyecek.
***
Ülkenin sorunu, AbdullahGül'ün Cumhurbaşkanlığı değildir. Ülkenin sorunu, AbdullahGül'ün Cumhurbaşkanı olmasının ardından, yarattıkları polemiklerle geçinen asalaklardır. O makama layık görülmüş birinin, bu denli büyüteç içinde tutulmasının ve toplumu germenin alemi yok. AbdullahGül 7 yıl bu görevin başında. AbdullahGül için şüpheye düşenler, önce sürünen gazeteciliği ayağa kaldırsın. Laiklik için şüpheye düşenler de kendilerini yerden kaldırsın. Laiklik, AbdullahGül'ün Cumhurbaşkanı olmasıyla gitmez. Yan gelip yatmayla gider. Çünkü bilinmelidir ki, hamarat karıncalar için imkansız diye bir şey yoktur.
***
Asıl amaç ülkenin bütünlüğü. Asıl hedef ülkedeki huzurun resmi olmalı. Genel seçimler öncesinde Amerikan tarzı gazetecilikle askeri yıpratanlar, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra makamları yıpratma yoluna sapıyorlarsa, ateş benzin emiyor demektir. Gazeteciliğin yatak odalarına bile "petrolboruhattı" düzenleyenlerin, yakıp yıktığı değerleri de biliyoruz. Onların gerçek amaçlarını da...
***
Gün gelir de, hepimizin aynı anda ödeyebileceği bir bedel varsa... Öderiz. Ama güller dururken, sadece dikenleri dile dolamamayı da "doğanıngerçeği" biliriz.
***
Deniz Baykal...
DenizBaykal, hâlâ yerinde duruyor. Muhalefet ettiği insanlardan biri 5 yıl kapı gibi Başbakan! Diğeri de 7 yıl Cumhurbaşkanı. Kendisi de mahşere kadar muhalefet lideri. Değmeyin keyfine! Orta şekerli kahvesi benden...
***
- İmzalaman gereken kağıtları oku... - Köy ekmeği al... - Ambulans görünce içinden dua et...
***
Kars'a sürgün gidiyor Ali'nin oğlu Durmuş Sevdiğini kaçıran Arkadaşını vurmuş
Gözlerindeki yaşlar Sanki akan bir dere Hiç kimse yenilmemiş Onun kadar kadere
Ellerinde kelepçe İçinde yar hasreti Gittikçe ufalıyor Ardında memleketi
Haydarpaşa Garı'ndan Bir tren gider Kars'a Geçer dağlı karlardan Rayları sarsa sarsa