100 yıllık gelenek
Aslında ben ve benim gibi düşünenler ülkemizdeki bazı olayları fazla kafamıza takıyoruz. Hep çifte standarttan dem vurup, "Bu şöyle oluyor da neden böyle olmuyor?" deyip boşu boşuna yoruluyoruz. Değişen ne oluyor. Hiiiiç. Eski tas eski hamam devam ediyor. 100 yıllık gelenekleri ve gerçekleri unutup bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ortadaki gerçek nedir? Yanıtı hazır; Ülkemizde en fazla konuşulan, en fazla raiting getiren, şampiyon olmasa da televizyonlarda ve gazetelerde gündeme oturan takım Fenerbahçe'dir. O yüzden bütün mukayeseler, Fenerbahçe'nin kurumlarıyla futbolcularının üstünden yapılır. Diğer kulüpler kazançlarını Fenerbahçe üzerinden hesaplarlar. İyi satış yaptıkları bir günde kıyaslamalar Storelarıyla, Feneruim üzerinden olur. Konbine sayılarındaki kıstas da aynıdır (Gerçi bu konularda Fenerbahçe'nin yanına yaklaşmaları mümkün değil). Geldiği günden beri Alex'e sallayan kalemler, diğer kulüplere gelen futbolculara notlarını her nedense hep Alex üstünden verirler. Mesela Galatasaray'dan ayrılan Mondragon'u, Beşiktaş'tan ayrılan Runje'yi gündemlerine almazlar ama Fenerbahçe'den ayrılan üçüncü kaleci durumdaki Rüştü'yü büyük kayıp olarak gösterirler. Serkan ve MehmetYozgatlı gittiği için kan kaybından bahsedenler, bu iki futbolcuyu bir kaç ay öncesine kadar Fenerbahçe'ye yakıştırmayanlardır. ÜmitÖzat'ı resmen kaçırdılar. Çocuk ağzıyla kuş tuttu ama bunlara yaranamadı. Yıllardır ülkemizin en iyi ve en istikrarlı sol kanat oyuncusunu her daim yerin dibine batırdılar. Onu o bölgede oynatan Daum'u, ErsunYanal'ı ve Zico'yu futbol cahillikleriyle suçlayanlar şimdi Ümit'i dünyanın en iyi sol kanadı RobertoCarlos ile karşılaştırıyorlar. "Sıcaklar önemli değil de insanı işte bunlar çıldırtır" deyip elimden geldiğince mücadele etmeye çalışıyordum. Ama artık yok, bitti. Bu oyunun bir parçası olduğumu geç de olsa anladım. Gene anladım ki ortada fakir falan yok. Var olan tek şey okunabilme ve raiting kaygısı. Ne yaparsan yap ama sadece Fenerbahçe'ye çamur at. Rezil olmuşsun, söylediklerin bir gün sonra suratına vurulmuş ne farkeder. Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığıyla işlerini yürütenlerin ekmeğine yağ sürmeme kararı aldım. Zaten kararı da okur verecek. Öyle değil mi? Son sözüm, "Fenerbahçe tesadüfen şampiyon oldu, başka takımlar sayesinde şampiyon oldu, bu kadrodan bir şey olmaz" diyenlere; Şimdi üç dört kişi gitti diye ağıtlar yakmayacaklar. İnsanları doldurmaya çalışmayacaklar. Bari şu küçücük örnekte bile yazdıklarının arkasında dursunlar benim için kafi. Haaa, "Sen ne dersin?" diye sorarsanız; "Gelenler gidenlerden daha faydalı olacak" derim. "Fenerbahçe bu sene daha fazla savaşacak, iyi ve koşan gençler aldı" derim. "Dünyada kimsenin tartışmadığı RobertoCarlos'u ben de tartışmam" derim ve "Bu sene Fenerbahçe daha iyi olacak" derim. "Bir dahaki yazımda konuyu daha genişçe açacağım" derim.