İşin çivisi çıkmış
Yabancı sayısı konusu gene gündemde ve düşeceğe de hiç benzemiyor. HalukUlusoy'un MaliKongre'den önce, "Konuyu ivedilikle ele alıp kararımızı açıklayacağız" demesine rağmen aradan haftalar geçtikten sonra AffanKeçeci'nin, "Kulüplerimiz 6 yabancı ile oynayacak. Şu anda başka birşey düşünmüyoruz" söylemi kafaları karıştırdı. Yalnız anlamak istemedikleri bu iş çocuk oyuncağı değil, ortada milyonlarca dolar dönüyor. Kulüpler isteklerini federasyona bildiriyorlar. Haklı olarak da doyurucu açıklamalar bekliyorlar. Ama bunlarda her nedense bir türlü gelmiyor. Antremanlar başladı. Avrupa maçlarının eli kulağında. Trabzonspor yarın sahaya çıkıyor. İyi olan futbolcular kapılıyor, geriye posalar kalıyor. Federasyon da nafile bekleyiş içinde. Bildikleri ama görmezden geldikleri gerçekleri biraz daha açalım da belki yardımımız olur. İlk önce yabancı sayısında kısıtlama getirmeyen ülkelerin, bizimle aramızdaki farkları nelerdir, ne kadardır ona bir bakalım. Aslında fazla konuşmaya gerek yok her şey ortada. Hepsi de bizim katılamadığımız DünyaKupası'nda cirit atıyor. İtalya şampiyon oluyor. Kulüp bazında da başarılı oluyor. Sen diyosun ki 19 yabancılı Chelsea'yi 6 yabancı ile yen. Haliyle de olmuyor. Chelsea örneğini verip hala "İngiltere'nin hem milli, hem de kulüp takımları büyük düşüş yaşıyor" tezini savunanlar var. Yahu ŞampiyonlarLigi'nde İstanbul'da kupayı kim kaldırdı? Bu sene finali kim oynadı? Liverpool. Hangi ülkenin takımı? Chelsea,ManchesterUnited,Arsenal gibi takımları yarı finalde, finalde görebiliyoruz. Kaldı ki 16 yabancısı olan Milan'ın ülkesi İtalya da son DünyaŞampiyonu.Milan da ŞampiyonlarLigi'ni kazanıyor. İspanya,Almanya ve Fransa'dan da benzer önekleri verebiliriz. Birşey yapılamıyorsa kıstas koyulsun. Kıstaslarda kaliteyle olsun. Dünya çapındaki kaliteli yıldızları getirirseniz, hem futbolseverleri yavaş yavaş boşalmaya başlayan tribünlere çekersiniz, hem de gençlerimize sahada örnek olacak doğal teknik adamlar getirmiş olursunuz. Avrupa arenasında eşit mücadele etmek istiyorsak onlara tanınan hakların bizim kulüplerimize de tanınması gerekir. Aksi taktirde oralarda alınacak her türlü başarızlığın sorumlusu külüpler değil Federasyon olcaktır. Deniliyor ki UlusoyFederasyonuCemalAydın ile YıldırımDemirören arasında sıkışıp kaldı. HalukUlusoy iki dostundan birini üzmekten çekiniyor. Bu haberi Federsyonla ilgili yazdığı her yazısısına inandığım TurgayDemir'den alıntı yaptım. Kararın neden alınmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Yıllardır kimlerle neden mücadele ettiğimizde her halde su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Federasyon iki kulüp başkanı kırılmasın diye kararlar çıkaramıyor. Ne diyemlim pes artık. Asıl önemli olan bütün bunlar aleni şekilde yapılırken kimsenin ses çıkarmaması, kimsenin soru soramaması. Mesela, "Yabancıya karşıyız" diyen Beşiktaş yönetimine, "Neden bir fazla yabancı alabilmek için, Nobre'yi Türk vatandaşı yaptınız" diyen de çıkmıyor. Yapacak bir şey yok işin çivisi çıkmış.