Hülya Avşar ve ayı!
Bizim "sivrizekalıgazeteci!" arkadaşlar sormuş. Kime mi? HülyaAvşar'a. Demişler ki: "Milletvekiliolsanızilkişinizneolurdu?" Hülya Hanım da cevap vermiş: O da demiş ki: "İlkicraatımgazetecileriortadankaldırmakolurdu!" Gazeteci dediğiniz kim? Şamaroğlanı! Hülya Avşar kim? Şamaratankadın! Peki bu söz Hülya Hanım'a yakışmış mı? Hayır. Neden mi? O zaman anlatayım da okuyun. Hülya Hanım'ı kim ünlü yaptı? Gazeteciler. Ünlü olmadan önce Hülya Avşar'ın serveti var mıydı? Yoktu. Onu ünlü yapan gazetecilerin serveti var mıydı? Yoktu. Şimdi Hülya Avşar'ın serveti var mı? Parabasıyor. Ya gazeteciler? Onlar her zamanki gibi havayı kokluyorlar. Çulsuzuntekiler! Aylık binYTL'yle ev geçindirmeye çalışıyorlar. Peki, Hülya Avşar'ın gazetecilere yaptığı terbiyesizlik nereden geliyor? "Şöhretindenveparasından!" Artık Hülya Hanım da şunu bilmeli: "Rantınbitti! Ağzınla kuş tutsan bile, bundan sonra kaybetmeye mahkumsun! Bundan sonra ancak kazandıklarını yersin!" O yüzden Hülya Hanım, hikayedeki ayı gibi "pıırt!" etmesin. Hangiayımı? O zaman onu da anlatayım... "Ayı, bebeği ormana kaçırmış. Ama bakmış ki bebek devamlı ağlıyor. O sırada şansızlık bu ya. Ayının karnında yediklerinden dolayı "gaz!" sıkışmış. Sancıdan kıvranan ayı; bir yandan da bebeği susturmak için kucağına almış, başlamış bebeği sallamaya. Sallarken de bir taraftan söyleniyormuş: "Bebeeee,e;ayıpıırtpıırt" Bana sorarsanız, Hülya Hanım da artık boş yere "pırt!" etmesin. Daha önce kazandıklarına saysın.