Selülit!
Bir adam vardı. Bir de kadın. Adamın elinde mikrofon vardı. Kadın deseniz "katana!" gibi. Bir de magazinbasını vardı. Gazetecilerin boynunda da fotoğrafmakinesi. Adam yanındaki katanakadın ile ilgili bir açıklama yaptı: "Kulisegirdim,DenizHanım'ınselülitiyok!" Basın şaşkın, halk şaşkın. Gazeteci arkadaşlar soruyor: "Nasıl olur başkan, emin misiniz?" EreğliBelediyeBaşkanıMuratSesli, bu sefer yüksek sesle tekrar eder söylediğini: "Ben kulise girdim. DenizHanımkiloludeğil. Hatta selülitleri de yok. Bu olsa olsa bir kısım magazin basınının uydurması." Bizim gazeteci arkadaşlar şaşkın. Şaşkınlıktan olsa gerek şu soruyu başkana soramıyorlar: "Eybaşkan!Selülitin,kadınvücudununhangibölgesindeolduğunubilirmisin?" Dedim ya, arkadaşlar bir hayli şaşkın. Önemli bir haber yakaladıklarını zannedip, başkanın peşini bırakıyorlar. Haberi hemen merkeze geçiyorlar. Kimbilir. Belki de belediye başkanı da heyecanlanmıştır. DenizSeki'nin poposuna ve popusu büyüklüğündeki göğsüne bakmaktan; selülitli bacakları görmemiş, görememiş olabilir. Ne de olsa Anadolu insanı! Anadolu insanı sever. Neyi mi? Etlibutlukadını! Şayet EreğliBelediyeBaşkanıMuratSesli, Deniz Hanım'ın kuliste poposunu görmediğini inkâr ederse, nedense şu soruyu sormak geçiyor içimden: "Ey başkan! Selülitin, kadın vücudunun hangi bölgesinde olduğunu bilir misin? Sen belki bilmezsin; ama ben bir gerçeği biliyorum: Arsızlığınbukadarınadapesdoğrusu!"