Magazin!
Daya gitsin! Neyi mi? Magazinprogramlarını. Mübarek programlar uyuşturucu gibi. İnsanın bir kere kanına girince, vücudun kimyasını bozuyor. Sonra da alıyor bizi bir merak. Kim,kimişeyetmiş? Nerede şey etmiş? Ertesi gün şeye uğrayan kadını, başka kim şey etmiş? Bir haftada 3 kez şeye uğrayan kadın, yeni bir aşka yelken açmış mı? Sonra da kendisini şey edecek adamın, şey ölçülerini ekranda vermiş mi? Ölçüyü verirken "halkışahit!" göstermiş mi? Eskiden sadece "Pazargünleri" magazin programlarını izlerdik. Maradona karşımıza çıkardı. "MarabaTelevole"derdi. Şimdi her akşam "Marabamagazin" diyoruz. Biz "Marabamagazin" dedikçe, o programlar da bize "iyigeceler" diyor. Buraya kadar sorun yok. Nasıl olsa "kuşbeynimiz!" artık alıştı bu tarz programlara. Ama şimdilerde gözünüzü "sabahınköründe" açıyorsunuz, televizyondan bir ses. Hem de canlı. Stüdyoda bir kadın oturuyor. Programı yapan hergele soruyor: "Düngecesizikimşeyetti?" O anda anlıyorsunuz. Magazin programları size "Maraba!" diyor. O anda kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Oturuyorsunuz ekranın karşısına. Merak ediyorsunuz. "Sırfmeraktan!" şu soruyu soruyorsunuz: "Bukadınıdüngecebenşeyetmediğimegöre,acabakimşeyetti?" Mübarek magazin programları artık uyuşturucu gibi. Eskiden akşamları dayıyorlardı bize, şimdi sabahınkör vaktinde gözümüzü daha açamadan... Hem de sıcağı sıcağına. Kadın daha "gusülabdestini!" bile almadan erkeğin koynundan çıkıp gelmiş stüdyoya, ekranda canlı canlı anlatıyor. "Düngecetanışıp,busabahayrıldığımaşkımşeyettibeni!" Programcı hergele de soruyor: "Nerenizi şey etti? Ekran başındaki izleyicilerimize gösterir misiniz?"