Düdüklü tencere!
Vesselam Türkiye garip bir ülke. Çünkübuülkedetaşıbağlayıp,köpeklerisalmakmoda! İffetinikaybetmiş bir mesleğin bazıeskitüfekleri, bugünlerde "kurusıkı" atmaya başladı. Peki şimdi sorarım size: "İffetini kaybetmiş gazeteci ciddiye alınır mı?" Alınmaz. Çünkü halk, o insana "fırıldağınteki" der. Hayatta bir gerçek vardır; o da şu: "Yanlışıdevamettirerekdoğruyubulamazsınız!" Bugünlerde gazetelerin köşe yazarlarına bakıyorum da, bazılarınınezberiçoktanbozulmuşbile. Mesela, AkşamGazetesi'ndenEnginArdıç. Salı günü köşesinde bir yazı yazdı. Yazının başlığı şöyleydi: "Şiştinizmidüdükmakarnaları?" Köşesinde birçok köşe yazarını eleştirmiş. Allah ne verdiyse geçirmiş! Kendi yazdıklarını haklı göstermeye çalışmış. EnginArdıç'ınyaptığışey,"hadicanımsizde"cilikolmuş. "Benzamanındadoğrusunuyazmıştım!" demeye getirmiş. E, ne olmuş? Bu, EnginArdıç'a "şişdinizmidüdükmakarnalar?" deme hakkını veriyor mu? Vermiyor. Bir an için aksini düşünelim. Diyelim ki verdi. Peki bu düdükmakarnasıyazarlar nerede pişti? Bence, Engin Ardıç gibi "düdüklütencerenin!" içinde.