Gündem Cumhurbaşkanı'nın seçimi
Bugün seç imlerden önceki son yazım. Pazar günü ortaya çıkacak sonuçların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını dilerim. Bazı noksanları bulunsa dahi, demokratik bir ülkede yaşıyoruz ve çok sesliliğin keyfini sürüyoruz. Seçim öncesinin gergin atmosferi içinde, hem liderler, hem biz gazeteciler, belki biraz çatışmacı ve aşırı üslûpları benimsedik. Ama artık önümüze bakalım. Sandıktan çıkan sonucu, hayal kırıklıklarına uğramadan centilmence kabullenelim. En önemli gündem maddesi Cumhurbaşkanı'nın seçimi. Daha önce, AK Parti'nin tercihi bir dayatma olarak kabul edildiği için, işler çıkmaza girmişti. Ama o zaman, muhalefet, AK Parti'ye, "Seçimlerinüzerinden4.5yılgeçti.Kamuoyundadesteğinizkaybolmuşolabilir.Zatenparlamentodagerçekoyunuzunfevkindetemsilediliyorsunuz.BubakımdanCumhurbaşkanıgenelseçimlerdensonraseçilsin" diyordu. Onların istediği oluyor. Bu durumda, muhalefet partileri, uzlaşmaya daha yatkın davranmalı. Tayyip Erdoğan'ın son konuşmalarından ve aldığım duyumlardan şu sonucu çıkarıyorum: "AKParti%40gibibiroyoranıve300'ünüzerindemilletvekiliçıkarırsa,AbdullahGül'üncumhurbaşkanlığındaısrarlıdavranacak" Zaten Gül, üzerinde kolayca uzlaşılacak bir isim. Hem Gül haksızlığa uğradı, hem de AK Parti. AK Parti mutlaka, Abdullah Gül üzerinde MHP ile uzlaşmayı deneyecektir. Uzlaşamazsa, halk oyuna git mek önemli bir koz. Hiçbir parti, genel seçimi tekrar göze alamaz ama, pekâlâ, Anayasa değişikliği referandumunu Ağustos sonu yaptırmak suretiyle, Ekim ayı içinde Cumhurbaşkanı'nı halka seçtirebilirler.
***
Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül'ü, MHP ile uzlaşarak parlamentoda da seçtirebilir. Çünkü unutmayalım, Abdullah Gül'ün seçilmesi için MHP'lilerin oy vermesi değil, sadece Genel Kurul'a katılması gerekiyor. Büyük ihtimalle, MHP, Genel Kurul'a katılacaktır. Hele Demokrat Parti'nin başına gelenleri gördükten sonra.