AK Parti'nin seçim beyannamesi
AK Parti'nin seçim beyannamesinde verdiği en önemli söz, Anayasa değişikliği. Geçtiğimiz dönemde, bu istikametteki gayretler, dokunulmazlık meselesine çarpmış ve CHP, Anayasa değişikliği Uyum Komisyonu'na üye göndermeyi reddetmişti. "İşeöncedokunulmazlığınkaldırılmasındanbaşlayalım" teklifini yapmış; Erdoğan ise, "Sadecemilletvekillerinindokunulmazlığıolmaz,memurteminatıadıaltındabürokrasininyargılanmasınıengelleyenmaddelerdedeğişmeli" diye cevap vermişti. Her neyse... Şimdi önümüze bakalım ve sivil bir Anayasa'ya kavuşacağımız umudunu kaybetmeyelim. İnşallah bu dönemde dokunulmazlıkların sınırlandırılması hususunda uzlaşmaya varılır da, 12 Eylül döneminin Anayasası'ndan kurtuluruz. Kamuoyunda, böyle bir değişim arzusu ve baskısı ortaya çıkarsa, en azından, üzerinde ittifak sağlanan maddelerde gerekli tadilat yapılabilecektir.
***
Bazı gazeteler, seçim beyannamesinde, "eskidenfarklıolarak" türban meselesine el atılmadığını ileri sürüyor. Oysa AK Parti, 2002 seçim beyannamesine de, programına da başörtüsüyle ilgili bir madde koymamıştı. Tayyip Erdoğan her fırsatta "Toplumsalmutabakataranacak" dedi. İktidara geldikten sonra da, "Toplumsalmutabakatvarama,kurumsalmutabakatdagerekli" diye görüşünü beyan etti. Bu yüzden zaten başörtüsü meselesinin seçim beyannamesinde yer alması beklenemezdi. Erdoğan, meslek liselerinin önündeki katsayı engelinin kaldırılacağını ise, 2002 seçim beyannamesinde belirtmiş, ayrıca meydanlarda da bu vaadini tekrarlamıştı. Nitekim, iktidarı sırasında birkaç defa bu yönde kanun teklifleri verildi ama, "Laiklikeldengidiyor" manşetleri ve rejim üzerinden yürütülen kavgalar yüzünden geri adım atmak zorunda kaldı.
***
2007 seçim beyannamesinde genel bir cümle kullanılıyor: "Toplumundeğişikkesimlerininsorunlarınavetaleplerinekarşıduyarlıolunacak;bualanda,ÇİFTESTANDARTLARAveSİYASİİSTİSMARLARAizinverilmeyecek." Çifte standart derken, başörtülü kızların ve imam hatip mezunlarının üniversitelerde önünün kesildiğinin kastedildiği açık. Ayrıca, bu meselelerin bir istismarkonusu yapılmaması gerektiğinin de altı çiziliyor. AnayasaMahkemesi'nin,Danıştay'ın,ayrıcadaYÖK'üntavrıortadayken,başörtülülereüniversitekapılarınınasılaçabilirsiniz? Başörtülünün önünde yasalbirengelyok ; sadece kurumların verdiği keyfi ve tartışmaya açık kararlar var. Yeni bir Anayasa yapılacaksa, Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçimi de elbette değişecek. Zaten Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nınyetkilerininsınırlanacağını belirtiyor. Bugün YÖK üyelerini ve Anayasa Mahkemesi üyelerini Cumhurbaşkanı atıyor. Bu yetki, Çankaya'nın elinden alındığı takdirde, kime verilecek? Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Mustafa Bumin'in teklifinde, AnayasaMahkemesiüyelerininbirbölümününMeclistarafındanseçilmesi hususu yer alıyordu. 1961 Anayasası da, Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 3'ünü Millet Meclisi'nin, 2'sini Cumhuriyet Senatosu'nun seçmesini öngörüyordu. Cumhurbaşkanı sadece 2 üye seçebiliyordu. Cumhurbaşkanı'nınyetkilerininsınırlanmasıdemek,esasitibarıylaatamalardakiyetkisininazaltılmasıanlamınageliyor. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin tümünü seçemeyeceği gibi, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyelerinin ve üniversite rektörlerinin atanmasında da Cumhurbaşkanı tek yetkili olmayacak. Daha önce TBMM Genel Kurulu'na gelen teklifteki gibi, üniversiteler, özerk ve demokratik bir yapıya kavuşturulacak. Kısacası, başörtüsünün ve imam hatiplerdeki sıkıntının halli, Anayasa değişikliğiyle mümkün olabilecek. Ama böyle bir değişiklik hususunda CHP ile mutabakat sağlanabilir mi? Bence sağlanamaz. AK Parti, bağımsızların desteğiyle Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşabilirse, belki seçim beyannamesindeki hayaller ve umutlar gerçek olabilir.