Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yasal mı?
CHP'den sonra, Ahmet Necdet Sezer de, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesine ilişkin Anayasa değişikliği hakkında, yargıya başvurmaya hazırlanıyor. İşte bu yüzden gündeme bir başka tartışma daha geldi. Acaba, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi'ne böyle bir müracaatta bulunabilir mi? Çünkü, Anayasa'nın 151. maddesine göre, iptâl davası açma hakkı, kanun, kanun hükmünde kararname veya iç tüzüğün Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak, 60 günlük bir süreyi kapsıyor. Kanunlar, kanun hükmündeki kararnameler ve iç tüzük, Resmi Gazete'de yayımlanınca yürürlüğe giriyor. Ama referanduma sunulan Anayasa değişikliklerinde durum farklı. Çünkü, Anayasa değişikliği, ancak halk onay verdiği takdirde kesinleşecek. Bu durumda Resmi Gazete'de yayımlanması, sadece "halkın bilgilendirilmesi" anlamını taşıyor. Nitekim, duruma, Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da temas etmişti. 30 Mayıs 2007 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Kanadoğlu şöyle yazıyordu: "Anayasa'nın 175/6'ncı maddesinde, 'Halk oyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaların yürürlüğe girmesi için, halk oylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir' hükmü yer almaktadır. Ancak halk oylamasına sunulan yasalar, genel kuralın aksine, halkın onayından sonra değil, onayından önce Resmi Gazete'de bilgilendirme amacıyla yayımlanır. Halkın oyu, metnin yürürlüğe girmesi için gerekli ve zorunlu bir koşuldur. Metnin Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla yürürlüğe girmesi söz konusu olamaz.Aksinin kabulü, halk oylamasını ona ma değil, danışmaya çevirir." Gerçi, Sabih Kanadoğlu, Anayasa değişikliği kanununun yayımlandığı tarihten itibare n, 10 gün içinde, şekil bozukluğuna dayalı iptâl davası açılabileceğini ileri sürüyor ve kanaatimizce çelişkiye düşüyor. Çünkü bir yandan Anayasa değişikliğinin, referanduma gidildiği takdirde, ancak halkın kabul oyuyla kesinleşeceğini söylüyor; bir yandan da, kesinleşmemiş bir kanunun, şekil yönünden Anayasa Mahkemesi'nin ön denetimine tâbi olduğunu belirtiyor. Başka Anayasa hukukçuları, Anayasa Mahkemesi'nin ön denetim yapamayacağını, sadece kesinleşmiş kanunların Anayasa'ya uygunluğuna bakacağını belirterek, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edemeyeceğini vurguluyorlar. Eğer, Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliğini onaylayıp, Resmi G azete'de yayımlasaydı, o zaman kanun yürürlüğe girmiş olacaktı ve Anayasa'nın 148'inci maddesine göre, 10 gün içinde Anayasa Mahkemesi'ne şekil şartlarına aykırılık açısından başvurma hakkı doğacaktı. Ama biz boşuna yazıp çiziyoruz. Çünkü, sonuç, bugünden belli. Anayasa değişikliğinin referanduma sunulmuş olmasına, dolayısıyla kesinleşmemesine rağmen, Sezer, Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak; Anayasa Mahkemesi de beklenen kararı verecek ve 9'a 2 bir oy nisabıyla kanunda "şekil bozukluğu" görecek; böylece, halkın cumhurbaşkanını seçmesini önleyecek. Öyle ya, Türkiye'de belirli bir zih niyet halka katiyen güvenmez. Çünkü, vatandaşı "cahil oy çoğunluğunun" temsilcisi gibi görür. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin ve Necdet Sezer'in birlikte art ardına gerçekleştirdikleri başvuru neticesinde, cumhurbaşkanı seçme hakkını halkın elinden alırsa, tahminimize göre genel seçimlerde birilerinden bunun acısı çıkacaktır.
|