Formda kalmak için beslenme düzeninizde değişiklik yapmanız şart. Doğru seçilen gıdaların doğru pişirilip tüketilmesi ile hem sağlığınız hem de formunuz korunacaktır.
Formda bir beden ve zinde bir zihin için beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerektiğinden ve ana hatları ile yapılacaklardan dün bahsettik. Bugün de mutfaktaki değişikliklerden alışverişe, hatta bulaşıkların kaldırılması sürecine kadar sizler için yararlı önerileri derledik. Sağlıklı beslenmenin başladığı yer mutfağımızdır. Ufak değişiklikler Doğru ürünlerin doğru pişirilmesi beslenme kalitesini artırır. Mutfakta yapılacak ufak değişiklikler, sofraya sağlıklı besinler taşıyarak mucizeler yaratır.
* Etler ve sebzeleri aynı bıçak ve doğrama tahtasında doğramamanız, besin zehirlenmesi riskini azaltarak sizin ve ailenizin sağlığını korur.
* Sebzelerin önce bol ve akan suda yıkanması, sonra doğranması önemlidir. Çelik bıçaklar vitamin kaybını azaltır.
* Salatalar, tüketilmeden hemen önce hazırlanmalı ve dışarıda bekletilmemelidir.
* Meyveler, tüketilmeden hemen önce soyulmalı ve açıkta bekletilmemelidir.
* Etleri pişirirken, kızartma ve kavurma tercih edilmemelidir.
* Et veya et ürünleri katılan sebze ve kuru baklagil yemeklerine ayrıca yağ eklenmesine gerek yoktur. Et dokusunun içinde yer alan yağ; yemeğin lezzetini artırmada yeterli olacaktır.
* Etler, ızgara, fırında veya buğulama olarak pişirilmelidir. Izgara pişirilen etler, kömür ateşinden en az 15 santimetre uzakta olmalıdır. Daha yakın mesafede pişirilen etlerin iç tarafı iyi pişmez ve dış tarafında kanserojenik madde oluşumu gerçekleşir.
* Sebzeler az suda haşlanmalı, haşlama veya pişirme suları dökülmemelidir. Çünkü sebzelerde bulunan suda eriyen vitaminler pişirme esnasında pişirme suyuna geçer.
* Kuru baklagiller, kolay pişmeleri ve demir emilimini azaltan enzimlerden ayrışmaları için bir gece önceden suda bekletilmelidir.
* Sütlü tatlılar pişirilirken, şeker tatlı ateşten indirildikten sonra eklenmeli. Pişirme sırasında eklenen şeker, süt proteinlerinin yararlılığını azaltır.
* Pilav ve makarnanın, haşlama suyunun dökülmesi B vitamini kaybına neden olur.
* Yemeklerde sadece sıvıyağlar kullanılmalıdır. Katı yağlar, kalp sağlığı açısından yarattığı riskler nedeni ile tercih edilmemelidir.
Anahtar noktaları
Gizli yağlara dikkat edin: Görünmez yağ kaynakları olan et ve süt ürünleri, günlük tüketilen yağın büyük kısmını karşılar. Bu ürünlerin içerdiği yağın büyük kısmını ise tüketiminden mümkün olduğunca kaçınılması gereken doymuş yağlar oluşturur. Doymuş yağ tüketimini azaltmak için, yağlarından sıyrılmış etleri, kaymaksız yoğurtları ve yarım yağlı süt ürünlerini tercih edin. Haftada iki kez kırmızı et tüketin: Kırmızı et bilişsel ve fiziksel performans için önemli bir mineral olan demirin en zengin kaynağıdır. Bu nedenle tüketiminin tamamen kesilmesi uygun değildir. Balık sofralara haftada en az iki kez uğrasın: Protein, fosfor, A ve D vitaminlerinden zengin olan balığın iyi bir Omega-3 kaynağı olduğunu bilmeyen kalmadı. Yararlı öğeleri vücudumuza yeterli miktarda almak için balığı haftada en az 2 kez sofralarımızda misafir etmeliyiz. Tam buğday unundan ürünlere yönelin: Beyaz ekmek yerine sofralarınızda tam buğday unundan ekmeğe yer verin. İçerdiği lifler sayesinde daha uzun süre tokluk, daha dengeli kan şekeri ve daha düşük bir kan kolesterol sağlayacaktır. Kahverengileri seçin: Beyaz şeker, makarna ve pirinç yerine kahverengi şeker, makarna ve pirinci tercih etmeniz beslenme örüntünüzde liflerin daha çok yer almasını sağlar. Beş porsiyon meyve iyi gelir: Sağlık otoriteleri, hastalık risklerini azaltmak için günde 5-9 porsiyon çiğ sebze-meyve tüketimini öneriyor. Kabuklarını soymayın: Meyveleri kabuklu tüketmek oldukça faydalıdır. Meyve kabukları, çözünmez posadan zengin oldukları için tokluk hissini uzatmakla kalmaz, aynı zamanda bağırsak sağlığını da korur. Meyvenin kendisi yararlıdır: Meyve, saf haliyle lif kaynağıdır ve glisemik indeksi düşüktür. Yani lifler sağlığınızı korurken, kan şekerini yavaş yükseltme yeteneği sayesinde uzun süre tok hissedebilirsiniz. Günde iki bardak süte 'hayır' demeyin: Daha güçlü kemikler için düzenli olarak günde iki bardak süt veya yoğurt tüketilmelidir.