Dany'e yazık ettiler Sen koskoca Fransız sanatçı Dany Brillant'ı Türkiye'ye getir, sonra da kalk berbat bir organizasyon yap, olacak şey mi? Geçen cuma akşamı, Park Orman'daki Dany Brillant konserine gittim. Tunus asıllı yarı İtalyan Dany, bilindiği üzere, çok yakın dostum. İstanbul'a geldiğinde mutlaka onu gezdirir, ülkemizin güzelliklerini gösteririm. Her fırsatta Türkiye'yi çok sevdiğini dile getirmesinde katkım yok diyemem. Sağolsun o da aynını bana Paris'te yapar; güzel yemekler yer, dolaşırız. Hem müziğini çok beğendiğim için, hem de yakınlığımdan dolayı, annemi alıp koşa koşa konserine gittim. Bir kere cuma akşamının trafik azizliğine uğradık tabii, Maslak'ta trafik felç, otomobiller kuyruk oluşturmuş. Konserin yazılı başlama saati 21.00; ama saat 21.15'te biz hâlâ kapıdan girememiştik. Hadi bu dış bir etken, ama içerisi artık organizasyonun sorumluluğuna girer. Yıllardır Fransız sanatçıların ülkemizde konser vermelerini sağlayan organizatör Erkan Özerman, sürekli koşuşturmasına rağmen, karışıklığı önleyemedi. Bir kere içerisi panayır gibi; izleyici sandalyelerinin sol ve sağ köşeleri sıra sıra köfteci, sucukcu, biracı dolu. Kazara kenarlara yakın oturuyorsanız, duman ve yemek kokusu içinde seçkin caz müziği dinliyorsunuz. Ha tabii oturabilirseniz; zira konser tam 1 saat geç başlamasına karşın, insanlar hâlâ oturacakları yerleri arıyordu. Biletlerde yazılı sıra ve koltuklar son anda değiştirilmiş, çünkü bazıları havuza yakınmış ve görüntü çok uzakta kalıyormuş, o yüzden o sandalyeleri kenara taşımışlar, 'Gidin orada istediğiniz yere oturun' gibi rahat bir tavır takınıyorlar. Şaka gibiydi. Nitekim aynı aksilikler İzmir'deki konserinde de yaşanmış. Olan bence sevgili Dany Brillant'a oldu. Çünkü hiç bir sanatçı, ıslık ve protesto alkışları içinde sahneye çıkmak istemez. Dany'in tarzını bilirim; seyircisini ilk şarkıda avucunun içine alır. Ama bu sefer en az beş parça geçmesi gerekti; üstelik Frank Sinatra şarkısıyla sahneye çıkmışken. Kadın ağırlıklı dinleyicilerini sonuçta yapabileceğinin en güzel haliyle eğlendirdi. Dans etmek isteyenleri sahneye davet etti. Yakışıklı sanatçı arkadaşım eminim İstanbul, İzmir ve Ankara'yı kapsayan konserleriyle yine Türkiye'den hoş anılarla dönmüştür ama, keşke organizasyon daha iyi olsaydı... Üstelik bu sefer tüm gezisini Fransız televizyonu TF1 görüntülüyor. Not: Erkan Özerman, bu yaz çok keyifli düet organizasyonları yapıyor. Fransız şarkıcı Arielle Dombasle (buğulu bir sesi var, kaçırmayın) ile Ayşegül Aldinç; Gloria Gaynor ile Ajda Pekkan... (bu kadar özel insanı bir araya getirirken detayları aman atlamayın lütfen)
Servisi 
Sen koskoca Fransız sanatçı Dany Brillant'ı Türkiye'ye getir, sonra da kalk berbat bir organizasyon yap, olacak şey mi? Geçen cuma akşamı, Park Orman'daki Dany Brillant konserine gittim. Tunus asıllı yarı İtalyan Dany, bilindiği üzere, çok yakın dostum. İstanbul'a geldiğinde mutlaka onu gezdirir, ülkemizin güzelliklerini gösteririm. Her fırsatta Türkiye'yi çok sevdiğini dile getirmesinde katkım yok diyemem. Sağolsun o da aynını bana Paris'te yapar; güzel yemekler yer, dolaşırız. Hem müziğini çok beğendiğim için, hem de yakınlığımdan dolayı, annemi alıp koşa koşa konserine gittim. Bir kere cuma akşamının trafik azizliğine uğradık tabii, Maslak'ta trafik felç, otomobiller kuyruk oluşturmuş. Konserin yazılı başlama saati 21.00; ama saat 21.15'te biz hâlâ kapıdan girememiştik. Hadi bu dış bir etken, ama içerisi artık organizasyonun sorumluluğuna girer. Yıllardır Fransız sanatçıların ülkemizde konser vermelerini sağlayan organizatör Erkan Özerman, sürekli koşuşturmasına rağmen, karışıklığı önleyemedi. Bir kere içerisi panayır gibi; izleyici sandalyelerinin sol ve sağ köşeleri sıra sıra köfteci, sucukcu, biracı dolu. Kazara kenarlara yakın oturuyorsanız, duman ve yemek kokusu içinde seçkin caz müziği dinliyorsunuz. Ha tabii oturabilirseniz; zira konser tam 1 saat geç başlamasına karşın, insanlar hâlâ oturacakları yerleri arıyordu. Biletlerde yazılı sıra ve koltuklar son anda değiştirilmiş, çünkü bazıları havuza yakınmış ve görüntü çok uzakta kalıyormuş, o yüzden o sandalyeleri kenara taşımışlar, 'Gidin orada istediğiniz yere oturun' gibi rahat bir tavır takınıyorlar. Şaka gibiydi. Nitekim aynı aksilikler İzmir'deki konserinde de yaşanmış. Olan bence sevgili Dany Brillant'a oldu. Çünkü hiç bir sanatçı, ıslık ve protesto alkışları içinde sahneye çıkmak istemez. Dany'in tarzını bilirim; seyircisini ilk şarkıda avucunun içine alır. Ama bu sefer en az beş parça geçmesi gerekti; üstelik Frank Sinatra şarkısıyla sahneye çıkmışken. Kadın ağırlıklı dinleyicilerini sonuçta yapabileceğinin en güzel haliyle eğlendirdi. Dans etmek isteyenleri sahneye davet etti. Yakışıklı sanatçı arkadaşım eminim İstanbul, İzmir ve Ankara'yı kapsayan konserleriyle yine Türkiye'den hoş anılarla dönmüştür ama, keşke organizasyon daha iyi olsaydı... Üstelik bu sefer tüm gezisini Fransız televizyonu TF1 görüntülüyor. Not: Erkan Özerman, bu yaz çok keyifli düet organizasyonları yapıyor. Fransız şarkıcı Arielle Dombasle (buğulu bir sesi var, kaçırmayın) ile Ayşegül Aldinç; Gloria Gaynor ile Ajda Pekkan... (bu kadar özel insanı bir araya getirirken detayları aman atlamayın lütfen)
