Fırtına öncesi ErkanMumcu'ya bakıyorum. Sürekli yatağını değiştiren çocukları hatırlıyorum yatılı okullardaki. Hiç arkadaşı olmayan. Yarı yolda bırakmanın ta kendisi olan. Parti liderliğinin güvenilmez resmini poster yapıyorum duvarlara. Gelecek seçimlerde de geçerli olmak kaydıyla...
***
Ülkeme bakıyorum. Çocuklarımızı bir nefret istilasında kurban edenlere. Uyuşturucunun okul sıralarına neden bu denli kolay sokulduğunu, adamın biri açıklıyor. "Sizinokullarınızdauyuşturucuvar!" diye... Televizyon dizilerinden hediye veriyorlar sizlere, aman ha ekran başından ayrılmayın. Gazeteler iktidar bültenlerinde, yeni bir rejimin anonsunu veriyor, bütün kaleler zapt ediliyor cümbür cemaat! Bu kadar cömert bir düzende, tapınakların boş kalması mümkün mü? Bu düzene kurban olsun çocuklarınız!
***
Seçimler için, belirlenen adaylara bakıyorum. Zorbası, haydudu, kahpesi ne ararsanız var. Peki onları aday diye toplumun karşısına koyanların ahlaksızlığının, karşılığı kimde var? Bu sorumun cevabını herkes kendi kılıfına uydurarak verir ama... Bana sorarsanız, bu ülkenin sorunu seçilenlerden önce... Seçenler... Politikacılar kimlerin seçileceğini öyle iyi biliyorlar ki... Bu cesaretin ilham kaynağını da...
***
Hedefine yürüyen sistem, yürürlükteki sistemi yerle bir etmenin kıyısında gezinirken, sokaktaki cansız mankenlere bakıyorum. Fırtına öncesi sessizlik hissi uyandırıyor bende.