Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 26 Mayıs 2007  
Yazar Arşivi

Güzelliğimin yolu nereden geçiyor?

Bugünkü konum, hanımların en meraklı oldukları mevzu, yani güzellik! Yaş, gelir seviyesi, hayat şartları ne olursa olsun tüm hanımlar güzellik ve bakımlarına düşkündür. Bu yüzdendir ki, en önemli para akışının olduğu endüstridir güzellik ve bakım ürünleri dünyası. Reklam kampanyalarına harcanan para ve emek, ürün meydana getirilirken ve geliştirilirken bile harcanmaz; ambalaj ve etikettir mühim olan. Hadi itiraf edin, paketine kanıp da aldığımız ama rafta sırasını beklemekten bozulmaya yüz tutmuş kaç ürününüz var? Ya da reklam kampanyalarında kullandıkları heykel görünümlü vücutlarla kendimizi özdeşleştirmek için alınan ürünlere ne demeli? O ürün evimizin rafında ya, eh bizden mutlusu var mı dünyada? İşte o vücut sanki bizim vücudumuz olmuş kadar sevinçliyizdir. Ama acı gerçekler ayna karşısında kendini gösterir; sür sür olmaz bir türlü aksi şeytan! Sonuç: Yine yeni yeniden hayal kırıklığı...

30 YAŞIMA GİRİYORUM
Ünlü ve toplumca "güzel" sıfatı ile taçlandırılan kişilerde bu hayal kırıklıklarının yaşanmadığına dair inanç var. Ama bu koca bir yalan! Geçtiğimiz günlerde okuduğumuz bir Gisele Bundchen röportajı yüreklerimize su serpti sanırım. "Kendime bile itiraf edemiyorum ama benim de selülitlerim var" diyen bu Brezilya topraklarından çıkıp gelme, kalça güzeli top modelin itirafından sonra üzüntüye yer yok hayatımızda. Tabii bu rahatlatmıyor yeterince. Mihrap her şeye rağmen sapasağlam karşımızda dururken bu mütevazı kılıklı itiraf, samimi gelmiyor kulağa...
Ağustos'ta 30'uma girecek olan bendeniz, tamı tamına görsellik üzerine mesleklerden 11 senedir vergi veriyorum devletime. Modellik mesleğini icra ettiğim, yani podyumlarda -kimilerinin yorumuna göre- fırtına gibi eserken ve sonrasında televizyon dünyasındaki dilbazlık dönemimde, -yani şu an- en az eskisi kadar dikkat etmek durumundayım fiziğime ve dış cepheme. İçi boş, güzel cepheli biri ne kadar ruhsuzsa, içinde nice yaşanmışlıkları barındıran ama köhne ve bakımsız Boğaz yalıları misali eskimeye yüz tutmuş olmak da bir o kadar kötüdür; en azından sevenlerinize olan bir vefa borcunuzdur. Ne hakkımız var ki onların gözündeki o güzelim Boğaz havası kokan manzarayı bozmaya? Sevenlerimizin gözündeki ışığı söndürmek demektir, onları kendi hayatlarımızla hayal kırıklığına uğratmak. Bu yüzdendir ki, kendime olan saygım kadar önemsiyorum başkalarının yüreğindeki yerimi ve yolun yarısına beş kala daha da keyifle, itinayla bakıyorum kaportaya!!

SİGARAYA SON
Şimdi sizlerle "Denizce" güzellik, daha doğrusu bakımlı olmak üzerine bazı bildiklerimi paylaşmak isterim. Dediğim gibi, bunların hiçbiri kanun değil, kesin çözüm değil. Sadece öneriler ve ötesine geçmemeliler.
İlk olarak cilt bakımıyla başlayalım: Hanımlar cildimiz için en büyük düşman SİGARA! Cildi sarartan, donuklaştıran baş düşman o keyif sigaralarınız, haberiniz olsun! Benim hayatımda sigarayı içime bir kez bile çekmediğimi, denemek için, meraktan (ki insanın başına ne geliyorsa hep meraktan geliyor) dahi olsa da ilgimi cezbetmediğini biliyor musunuz? Bazı fotoğraf karelerinde, "Bak göreceksin çok yakışacak!" ısrarları ile elime tutuşturulduğunda, orada bulunanların hayatını kabusa dönüştürdüğümü, elimdeki o incecik tütün parçasının "kokusu elime sinmiştir" diye elimi dezenfekte etmekten yaralayıp, parçaladığımı bilir miydiniz? Benimkisi fazladan tiksinti gibi gözükse de, gerçekten cildimizin baş düşmanıdır sigara. Bana hep cilt rengimi nasıl muhafaza ettiğime dair soru soruluyor. Bilseler hiç sigara içmediğimi...

SİVİLCE VE MUTSUZLUK
Bir başka soru cildimin nasıl pürüzsüz olduğu. Bu kadar tüyo vermek işime gelmese de; birincisi düzenli cilt bakımı yaptırıyorum. Cilt bakımınızın hangi ürünlerle yapıldığı kadar kimin yaptığı da çok mühim. Mesela ben yaklaşık 10 senedir Kadriye Hanım nereye ben oraya şeklinde peşinden ne Beymenler ne Vakkolar ne Altuğlar dolaştım. Şimdilerde Onur Erol ismi garantisi altındaki MONEP'te cilt bakımımı yaptırıyorum. İşinin ehli olması bir yana, tatlı dilinin ve güler yüzünün cildime inanılmaz bir etkisi var. Bir Tibet özdeyişi bilirim: "Hayata gülümsediğinizde, bir yarısı sizin, öbür yarısı başka birinin yüzünde görünür" der. Gülmek iki beyin arasındaki en kısa yoldur.
Bu arada zannetmeyin ki ben cilt problemleri ile boğuşmuyorum! Bendeki kadar sivilceyi bir de ergenlik çağındaki bedenler üretiyor sanırım. Hele hele o Nutella'nın dayanılmaz cazibesi yok mu! Gelsin içi dolu dolu sivilceler. Dozunda çikolata tüketmek mutluluk verir. Ama benim gibi elinin ayarı olmayanlara, tüm bu mutluluklar sivilce olarak döner. Sonuç: Yine sivilceler, yine mutsuzluk...

SELÜLİTE ÇÖZÜM...
Şanslıyım ki cipse, kuruyemişe olan düşkünlüğüm son beş senedir neredeyse yok denecek kadar azaldı. Unutmayın, sivilcelere davettir abur cuburlar. Yediklerimize dikkat, düzenli cilt bakımı ve eğer mümkünse ayda bir olmak üzere kimyasal peeling yaptırmak... 5 dakika süren bu uygulama için MONEP'ten Hayat Hanım bana yardımcı olmakta. Bu arada vücut şekillendirmesi ile meşhur 'lpg' denen alete ağır spor antremanları sonrasında muhakkak giriyorum. Bel ağrılarına mucizevi bir etkisi var, haberiniz olsun.
Lpg demişken size bir haberim var. İlk olarak ünlü yıldız Madonna'da kullanılan AWT, inatçı selülitlerdeki tedavi başarısından ötürü son günlerin vazgeçilmezi oldu. Evet evet, yalan değil, 50 yaşına merdiven dayamış, o insan üstü vücudun sahibi Madonna bile bakın neler neler yapıyor! Ben ve Armağan bir nevi denek fareleri misali yeni gelen ne varsa denemekten kaçınmadığımız için hangi yöntem ne kadar yararlı, ne kadar palavra çok çok iyi biliyoruz. Sevgili okurlar test edildi, onaylandı. Bölgesel yağlanma ve sellülit hanımların en büyük derdi. Üstelik bu sorun şişman zayıf bana mısın, demiyor. En çok araştırılan ve en büyük sorun artık bir hastalık olarak kabul edilen selülit, yarattığı dolaşım ve görüntü bozukluğu ile baş belası. Tahmin ediyorum ne kremler denediniz, neler içtiniz, neler yediniz... Ama bu yönteme dikkatinizi çekmek isterim.

MUTLAKA MEYVE YİYİN
AWT şok dalgaları esasına dayanıyor. Şok dalgalarının ultrasound dalgalarına göre en belirgin avantajı, doku harabiyeti yapmaksızın direkt hedef doku, yani yağ dokuda parçalanma sağlayabilmesidir. Ayrıca ultrasound dalgaları sınırlı bir derinlikte etkinken, şok dalgaları daha derin yağ dokuya ulaşmaktadır. Hissi tıpkı böbrek taşı düşürülürken verilen şok dalgaları gibi. Ama meraklanmayın, böbrek taşı düşürür gibi ağrı çekilmiyor. En azından ben fazla ağrı duymadım. Çünkü günde 3 litre su içiyorum ve her gün pilates, cardio, dans, at binme veya yüzme antrenmanlarımdan birini muhakkak yapıyorum. Aslında burada konusu gelmişken hemen eklemek istiyorum; sporsuz bir hayat selülitli bacaklar, çabucak hastalanan bünyeler, ödemli şiş vücudlar ve yüzler, bakımsız duruşlar, diğer yöntemlerin etkisini gösterememesi demektir. Su içmemek ise vücudumuzu hayat kaynağından mahrum bırakmak anlamına geliyor. Mesela ben, kafam bir konu ile meşgulken bol bol su içerim. Su beynimi temizler. Daha kolay kararlar alırım. Hem bu arada kilo kontrolüme yardımı da yanıma kâr kalır.
Son olarak sevgili hanımlar, meyve ve sebze tüketiminizi arttırın, kırmızı eti azaltın. Günde en az 3 porsiyon, yani 3 adet meyve tüketin.
Çantanızın içinde elmanıza veya kuru meyvelerinize yer açın. Asla öğün atlamayın. Kahvaltınızı yapın. Ben bunları yapıyorum ve hâlâ fena değilim sanırım.
Bilmem siz ne dersiniz?
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kumar tüm kötülüklerin anasıymış!   / 19-05-2007
 Işığı üzerinde toplayabilme kabiliyeti   / 14-05-2007
 Bekârlık züğürt tesellisidir   / 05-05-2007
 Magazin Mahkemesi   / 28-04-2007
 Birbirinden ilginç mailler alıyorum   / 21-04-2007
 Yaşamak için   / 14-04-2007
 Bülent Ersoy'dan özür diliyorum!!   / 31-03-2007
 Bu önerilere kulak verin   / 24-03-2007
 Mutluluk sizce nedir?   / 17-03-2007
 Adem'in Trenleri   / 10-03-2007
GÜNCEL
Bir Bir nefes verin
5 kardeşi solunum yetmezliğinden ölen Pınar da aynı hastalıkla...
Emniyet şeridi karakola çıktı
Katliam gibi kaza
Deprem'e ağladılar
Ölümün karnesi kene
Hayat hazır, asansör değil!
Travesti davasını kaset...
SPOR
Ne Ne oldu çocuklar!
G.Saray'ın lige vedası yenilgiyle oldu. Bursaspor önünde hiçbir...
Beşiktaş'tan kötü finiş
Dramatik son
İpler bende değil
Salı günü açıklanıyor
Hertha Berlin Alex'e geliyor
Fener fena ezdi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Çok Bulutlu 24°C 17°C 
ANKARA Çok Bulutlu 30°C 14°C 
İZMİR Sağanak Yağmurlu 26°C 18°C 
ANTALYA Parçalı Bulutlu 24°C 17°C 
ADANA Parçalı Bulutlu 26°C 17°C 
EKONOMİ
IMKB E: 0,000 D:% 0,00
DOLAR S: 1,331 D:% -0,34
EURO S: 1,789 D:% -0,25
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu