Kumar tüm kötülüklerin anasıymış! Geçen haftasonu Kıbrıs'taydım. Nedendiyemerakedenlere;ağustosböceğinizyazsezonunuaçtıdaondan! Dostluk ve muhabbetin, müzik ve iyi yemeğin olduğu her yerde ben mevcudum. Tanıştığımız dönemde başarılı bir yapımcıyken (kendisi her ne kadar başka başka işlerle bir hayli meşgul gibi gözükse de, bu mesleği halen başarı ile icra etmektedir) senelerdir tıpkı bitmek bilmeyen bir senfoni gibi süren Popstar'da laf cambazlığı yapmaktan mıdır, yoksa üç assolistin ortasında kalmaktan mıdır, bilemiyorum... Sondönemdetıpkıonlargibişehirşehirhattaşimdideülkeülkeşarkıcışantözgibidolaşmaktaolanbirdostunuzvarsa,elmahkumpeşindensizdesürükleniyorsunuzişte. Dikkat ederseniz, Armağan'a çok sarf etmediğim bir kelime ile sesleniyorum. O benim gerçekten de canım dostum. Sondönemdeiyideniyiyekabakçiçeğigibiaçılmışgibigözüksede,ohâlâbizimiçinmuzipbirçocuktanfarksız. Televizyonun karşısında çocukları bırakmanın çok sağlıksız olduğunu biliyorum, hatta yetişkinler için bile tehlike arz eden bir makinedir. Ama hukuk okuyup işsiz kalan bir adamın (hele ki parası da yoksa), TV seyretmekten başka bir şansı var mıdır?
TESADÜFLERVEARMAĞAN Bizimki durumu o dönemde bir hayli abartıp televizyonsuz dakika geçirmez olmuş. Tamamen tesadüf sonucu kamera arkasında işe başlayan ArmağanÇağlayan,yinebüyüktesadüflersonucuPopstar'ınjürikoltuklarındanbirindebulmuşkendiniveneredeyse3-4senedirokoltuğuişgalediyor. Kimseye devredecek gibi de gözükmüyor. Yanından kimler geliyor geçiyor, bizimki oraya kazık çakmış misali hep oturuyor. Otursun, gözümüz yok da şimdi de yeniyetmeüvertürmisaliekstradanekstrayakoşuyor. Hatta arada şarkı da attırıyor. Pes artık. Pes vallaha! Son olarak Kıbrıs'ta İbrahim Tatlıses sahne almadan önce, kendisi sahnede boy gösterdi. Ee ben durur muyum, hem İbrahim Tatlıses, hem Armağan. Hemen bir bilet aldım. Arkamdan da Emel'i (Müftüoğlu) ve çok eski dostum Tunç'u sürükledim.
STELYOİLENOSTALJİ Kendisini magazin dünyasından tanısanız da tuhaftır ki, Armağan'ın tersine televizyonla başlayan meslek hayatını; menajer ve organizatör olarak devam ettiren Stelyo Pipis de oradaydı. Stelyo ile geçmişi konuştuk, neşelendik. Benitelevizyonailkçıkaranvebununiçindebanaciddiciddidildökenkişi,Stelyo'dur. O dönemde "Bentelevizyonaçıkamamki!!" diye ağlayarak, ite kaka adım attığım televizyon dünyasında, şimdi laf cambazlığı yaparak para kazanıyorum. Düşününce Stelyo'ya çok şey borçluymuşum aslında... Efendim gelelim sadede: Kıbrıs'a gidiş nedenimiz, bol bol güneşlenip yüzmekken, bizi fırtına ve yağmur karşıladı. Ne şans değil mi? Bizi otelimize götüren şoförümüz, bu yağmuru haftalardır görmediğini söyleyince sinir tepemize çıkmasın da ne olsun! Otele vardığımızda dualarımın pek de karşılık bulmasının mümkün olmadığına, yastığımın üzerine bırakılmış hava tahmini notundan sonra, emin oldum.
GÜNEŞİNİNADITUTTU Manasızbirtempoylayaptığımsporvedansderslerimsonucuvücudumbitkindi. İşte bana güzelce uyumak için fırsat. Hem belki uyanınca güneş çıkmış olabilirdi. Ama güzellik uykusu yetmiyor, bu vücut güneş istiyor, tuzlu denize kendini bırakmak istiyor. Nafile, güneş açmıyordu. Olsun varsın, "Yağmuryağıyorşıpırşıpır,yarabbişükürşükür"diyeGöksel'inşahanemişahaneşarkısınımırıldanaraklobiyeiniyorum. Bir köşede İbrahim Bey'i görüyorum, şortunu tişörtünü çekmiş, kendi halinde oturmuş bulmaca çözüyor, üstelik gözünde okuma gözlükleri tuhafıma gidiyor. Milyonları peşinden sürükleyen bu dev adam orada öylece oturmuş, sadece ve sadece bulmaca çözüyor. Aradabirhayranolduğumuzkişilerindeettenkemiktenyaratıldığınıunutuyoruzsanırım. Tüm ekip toplanıyor yemeğe gidiyoruz. Yağmur cama vururken, karnımız tok, keyfimiz yerinde.
İBO'DANJEST Özlemişimarkadaşlarımı,dostlarımı. Akşam oluyor, Armağan sahneden iner inmez İbrahim Bey çıkıyor. Gözünde okuma gözlükleri yok. Bu kez şort değil jilet gibi takım elbisesi, mendili, kravatı ile damat gibi gözüküyor. Sahnedeki başarısını konuşuyoruz Emel ile. Eğlendirmekten ziyade çok eğlenen bir sanatçı var sahnede. Saz ekibi belki de Türkiye'nin en iyisi, onlar da keyifliler, eğlenerek yapıyorlar işlerini. BiraraİbrahimBeybenimiçin'MutluOlYeter'isöylüyor,ölebilirimkeyiften. Şanslıyım, İbrahim Tatlıses'i birçok kez canlı canlı seyredebilmiş olmaktan dolayı. Çok eleştirilen biri o, hatta yeri geliyor ben bile kendi kendime çok söyleniyorum gıyabında. Ama her şey bir yana sesi, yorumu bir yana. Hâlâçokseverekşarkısöylüyorİbo,hâlâseyircisinideseviyor. Okumuş, yazarçizer, özellikle kadın arkadaşlarım anlam veremiyor, İbrahim Tatlıses fanatikliğime. İşte bu yüzden; hertürlüyaşanmışlığarağmensanatınaaşıkbiradamvarhâlâosahnede.Yetmezmi... Cumayı böylece tükettik, cumartesi güzel bir çarşı yürüyüşü yaptık. Bu arada yağmur durdu; ama güneş kesinlikle Kıbrıs'a küsmüş, çıkmak bilmiyor. Akşam tekrar İbrahim Tatlıses konseri var; ama daha da vaktimiz bol diyerek şeytana uyup Tunç'la üstümüzde eşofmanlar (ki kesinlikle yasak) kumarhaneye dalıyoruz. Aman Allahım burası dışarısından daha aydınlık.
VAKİTÖLDÜRMEKİÇİN Birsürüinsan,dağılmışlarmakinelere,durmadankolçekiyorlar.Birokadarıdamasalaradağılmış.Benhiçanlamamkumarişinden,hiçbirkağıtoyununudabilmem,sevmem. Hem para mara kaybetsem içime öyle bir oturur ki, acısının tarifi mümkün değil. Beni ancak benim gibi Kayserililer anlayabilir. "Ne yapsak?, nasıl vakit öldürsek?" derken, Stelyo'yu gördüm. Bana kumarhanenin kasasından bir sürü fiş verdi, bol şans diledi. Akıllıyız ya, oynamadan fişleri para ile değiştirelim dedik. Kucakdolusufiş,tanesi100dolarolsasizhesaplayın. Ama bir de ne görelim, bu fişler bir dolarlıkmış! Yani toplasan 100 dolar belki eder, belki etmez. İkikumarbilmezvefakirkumarbazlarolarakgözümüzebirmasakestirdikveoturduk.Amabizinazikçeomasadankaldırdılar,nedeninisoruncafişlerimizigösterdiler. Ne olmuş ki yani, bizimkiler mavi onlarınki kırmızıydı işte. Sonradan öğrendik ki; kırmızıfişdemek5bindolardemekmiş!! Biz iki hadsiz, elimizdeki bir dolarlık fişlerle kendimizi her nedense o masaya layık görmüştük. Neyse uzatmayayım, cebimizdeki 100 dolarla doğru masayı bulmamızdan sonra olanları kısaca size anlatmak istiyorum:
ŞAKASIOLMAZ! - NeArmağanneİbrahimTatlısesgördük,kumarhanedekisandalyemdenkalktığımdadışarıdahavaaydınlanmıştı. - Bir sene içerisinde tüketmediğim kadar siyah çayı o gece tükettim sanırım. Sabah uyandığımda hâlâ çarpıntım mevcuttu. - Yemediğimkadarkaşarlıdomateslitost,köfteveböreğiogeceyedimsanırım.Çikolatadançıkansivilcelerdecabası. - Sigara içmem ve yanımda içenlere de huzur vermem ama gelin görün ki o sabah tıpkı sigara tablası kıvamında bir koku sinmişti üzerime. - İnsanarkadaşınıbiletanımazmışyakumarmasasında,aynenöyle!!KimderdikiTunç'laaramızabirgünondolaratekamüledensonfişlergirecekti.Amanamanelimizdekalanoson10dolarlanesavaştıkruletmasasındaanlatamam.Sankielimizdenevimiz,altımızdanarabamızgidiyordu. - Sonuç: Elimizdeki 100 dolardan da olduk, uykusuzluğumuz bize kalandı. Sevgili okurlarım, bendeniz kumarbazlık hayatımı bu ilk denememde bitirmeye karar verdim. Silahla şaka olmaz derler ya, fişlerle hiç olmazmış... Hava durumunu bizden ögrenin ve evden öyle çıkın. www.msn.com.tr/havadurumu/