Halka kulak vermek
Politikacı esnafı, hiçbir zaman mekanda, halka kulak vermek, halkın sorunlarıyla ilgilenmek lafını ağzından düşürmez de, halka sahiden kulak vermeyi dener mi, orası meçhul. Seçim meydanlarına çıkıldığında, bağıra çağıra, halka aşk ve sevda dolu sözler söylenir, sonra iktidara oturduklarında sadece kendi parti tabanlarına, parti yönetim kurullarına ve yandaşlarına kulak verirler.
***
Önce Tandoğan'da, sonra da Çağlayan'da toplanan milyonlarca insan, vatandaş, yurttaş ve seçmen ne dedi? Cumhuriyet bizimdir, demokrasi bizimdir, laiklik bizimdir, dedi. Gazete ve televizyonlar duyurdu bu feryadı... Güzel yorumlar yapıldı... Halkımızın ruhu okşandı.
***
Fakat tekmil kamuoyu, çok çok önemli bir noktayı ıskaladı. Meydanlarda toplanan halk kitleleri, beden dilleriyle ve seslerindeki feryatla, bir başka gerçekliği de yansıttılar. O da şuydu: Halihazırda sürdürülen parti politikalarından içimize fenalık geldi. Siyasette kirlilikten, yolsuzluktan bıktık, usandık. Önümüze sandık koyacaksınız ama doğru dürüst oy verilecek bir parti bulunmadığının farkında bile değilsiniz.
***
Dikkatli, tarafsız ve dürüstçe bakın. Meydanlara yığılan milyonlarca yurttaşı, tek bir partiyle özdeşleştirebilir misiniz? Hayır. Bunlar CHP'liydi veya içlerinde AKP'liler de vardı, MHP'li veya DYP'liydiler diyebilir misiniz? Hayır... Belki o insanların içinde, çok sayıda eski ANAP'lı seçmenler, eski SHP'liler, bir zamanlar DSP'yi veya MHP'yi şahlandıran seçmenler, çakı gibi ulusalcıların yanı sıra AB taraftarları çoğunluktaydı belki... Ortak paydaları Atatürk olan bu modern, çağcıl, demokrasiye ve hukuka inanan yurttaş çoğunluğu, partisini aramaya başladı. Tablo budur.