Şimdi ne olacak?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 2. turun çarşamba günü saat 15.00'te yapılması gerekiyor. Salı ya da çarşamba sabahı kararını açıklaması beklenen Anayasa Mahkemesi "367 oy gerekli" der ve yürütmeyi durdurursa ne olacak? Meclis bürokrasisinin hazırlıklarına bakarak şu yanıtı verebiliriz: Birinci tur yapılmamış sayılacak. Yeniden turlara başlanacak ve her turda 367 sayısı aranacak. Sonuç alınamazsa, Meclis Cumhurbaşkanı'nı seçememiş sayılacak ve genel seçime gidilecek.
***
Ancak... "Yürütmeyi durdurma" kararı verilse bile Meclis'in seçimi 15 Mayıs akşamına kadar tamamlaması gerekiyor. Çünkü seçime ilişkin Anayasal süreç 27 Nisan'da başladı. 15 Mayıs'a kadar en az 3'er gün arayla turlar yapılacak. ...Ve her turda toplantının açılışında 367 kişinin salonda bulunup-bulunmadığı aranacak.
***
Ya "Toplantının açılışında 367'ye gerek yoktur" şeklinde bir karar verilirse. O zaman süreç kaldığı yerden devam edecek. 3. turdan itibaren yarıdan 1 fazlanın oyuyla Cumhurbaşkanı seçilecek.
***
Başkent'teki hava, artık iktidar partisinin de Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak bir "yürütmeyi durdurma" kararını beklediği, bundan memnun olacağı yönünde. Abdullah Gül adaylıktan çekilmiyor. Çünkü çekilirse başka aday olmadığı için doğrudan erken seçim gündeme geliyor. Ayrıca AK Parti'de bunun geri adım olacağı düşüncesi hakim. Ancak Anayasa Mahkemesi kararı üzerine bir erken seçime gidilirse, AK Parti'nin "mağdur" kartını çıkartacağı konuşuluyor. ...Ve hesaplar, "daha yüksek bir oyla" seçimi kazanıp yeniden iktidara gelme üzerine yapılıyor.
***
Kuşkusuz sadece AK Parti hesap yapmıyor. Ankara'da bugünlerde herkesin ayrı bir hesabı var. Muhalefet partilerinin hesabını dün CHP lideri Deniz Baykal açıkladı. Sadece sol partilerin değil, merkez sağdaki partilerin de güçbirliği yaparak seçime gidip yeni bir iktidar çıkartmaları gerektiğine dikkat çekti. Öyle anlaşılıyor ki, meydanlardan yükselen sesin doğrultusunda büyük bir dayanışmanın alt yapısı hazırlanıyor. Öyle bir "dayanışma" ki, AK Parti'ye karşı "Milli Mutabakat Cephesi" izlenimi veriyor. Başkent'te günün sorusu şu: Acaba AK Parti'ye karşı bütün partileri bir araya getirmek, istenen sonucu verir mi? Yoksa tam tersi bir etki mi yaratır?