İki kez erken seçim olasılığı
Türkiye'de ilk kez, Cumhurbaşkanlığı seçimi mahkemelik oldu. Oylamaya katılanların sayısı 361'de kalınca, CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Açılışta yoklama yapılmadığı için 1. tur oylama tutanağı "delil" olarak dilekçeye eklendi. Ancak, Meclis Başkanı Arınç, salona girip çıkan 7 CHP'liyi de Genel Kurul'a katılmış saydı. Arınç, "Salonda 368 kişi vardı" diye tutanak tutturdu ve CHP'lileri oy kullanmaya davet etti. Buna karşın CHP, oylamadan önce "yoklama" yapılmadığına dikkat çekerek, "1. tur oylama tutanağı"nı esas aldı. Arınç'ın hamlesine karşılık, eski Meclis Başkanı Cindoruk "Sayı açılışta tespit edilir. Daha sonra giren CHP'liler hesaplanıyorsa, dışarı çıkan AKP'lilerin de düşülmesi lazım. Kanıt ilk turda kullanılan oylardır" dedi.
***
Anayasa Mahkemesi'nin 367'yi şart koşması halinde, bu karar bir "içtihat" oluşturacak ve bundan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürekli "kaos" yaşanacak gibi görünüyor. Eğer bu oylamalardan 16 Mayıs'a kadar sonuç alınamaz ve erken genel seçime gidilirse, büyük olasılıkla 34 partili bir Meclis yapısı ortaya çıkacak. Eğer AK Parti, "Ben aday çıkarmıyorum. Sizin adayınıza da destek vermiyorum" derse, bu kez yeniden bir 367 krizi patlak verecek. Peki bunun sonucu ne olur? Cumhurbaşkanı seçilemediği için Türkiye 1 yıl içerisinde iki kez erken genel seçime gitmek zorunda kalabilir
***
AK Partili Ersönmez Yarbay, 1. tur oylamaya geçilmeden adaylıktan çekildi. Böylece Gül tek aday olarak kaldı. Gül'ün tek başına aday olarak kalması "büyük risk" olarak değerlendiriliyor. Özal'ın bile, her türlü olasılığa karşı, sürecin sağlıklı işleyebilmesi ve olağanüstü durumları (!) önleyebilmek için "yedek aday" çıkarıp, kendini güvenceye aldığına dikkat çekiliyor.
***
AK Parti'ye en büyük darbeyi Erkan Mumcu indirdi. İstediği "demokratikleşme paketi" kabul edildiği halde grubunu oylamaya sokmadı. Mumcu "Seçime katılmamız karşılığında bu koşulların kabul edildiği açıklandı. Vatandaşlarımızın bunu iyi değerlendireceklerini düşünüyorum" diyerek AK Parti'yi şoka soktu. ANAVATAN'ın 20 kişilik grubundan yarısının oylamaya katılması bekleniyordu. Ancak sadece 2 kişi Genel Kurul'a girdi. Meclis'te 4 milletvekili ile temsil edilen DYP ise yüzde 50 fire verdi; 2 milletvekili oylamaya girdi. Bağımsızlardan ise 5 milletvekili toplantıda hazır bulundu.
***
Seçim nedeniyle dün siyaset adına "utanç" sayılabilecek iddialar gündeme geldi. Baykal, bazı işadamlarının CHP milletvekilleri için devreye girdiğini öne sürdü. Bazı milletvekilleri için de "rüşvet" ve "torpil" iddiaları gündeme getirildi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, AK Parti milletvekillerine tehdit mesajlarının gönderildiğini iddia etti.
***
Oylama sırasında Meclis'in protokol kapısı önüne gelen çoğunluğu kadın küçük bir grup, ellerinde Türk bayrakları ile Abdullah Gül'ü protesto etti. Meclis kapılarındaki yoğun güvenlik önlemi dikkat çekti.
***
Dünkü oylama gerilimle tamamlandı. Peki şimdi Anayasa Mahkemesi ne yapacak? 367'nin hukuki dayanağı var mı? Şunu söylemek mümkün: Başkentte genel kanı, Anayasa Mahkemesi'nin CHP tarafından yapılan başvuruyu haklı bulacağı yönünde. Mahkeme'de çoğunluk Sezer'in atadığı üyelerden oluşuyor. Ayrıca YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç'in bildirdiği görüşün etkisi Anayasa Mahkemesi'ne de "bilirkişi raporu" olarak yansıyabilir. Çünkü Teziç, 20 yıl önce doçentliği döneminde yazdığı bir kitapta da "üçte iki çoğunluğun oylamada hazır bulunması" gerektiğine dikkat çekmiş. Dolayısıyla bu görüşün "siyasi bir mülahaza"dan çok "hukuki bir mütalaa" olarak algılanma ihtimali yüksek görünüyor.