İnce bir nokta
Gazeteler, Gül'ün adaylığının ertesinde, şehvetle Dede Korkut hikayelerine başladığına göre, bize de nefis bir kahve ve cigara dumanı eşliğinde oturup seyretmek düşerdi ama çenemizi tutamıyoruz işte...
***
Meclis'e kim girer, kim girmez, kim çıkmaz, kim "Oy vereceğim" der de vermez orası beni ilgilendirmiyor. 367 seçim yeter sayısı üzerine devam eden gelen hukuki tartışmada, kanaatimce çok önemli bir detay daha var. Anayasa'da saklı...
***
Bakınız: Anayasa madde 96, Meclis'in toplantı yeter sayısını düzenliyor. Diyor ki; başkaca özel bir hüküm yoksa, Meclis 184 sayı ile oturuma geçebilir. Buna bağlı olarak da, karar yeter sayısı olarak genellikle oturuma katılanları salt çoğunluğu vaz edilmektedir.
***
Şimdi sorularla düşünelim: 96. madde, başkaca bir özel hüküm yoksa, diye kayıt koyduğuna göre, cumhurbaşkanlığı seçimini düzenleyen 102. maddeyi "özel hüküm" kabul etmek gerekmez mi? Bence gerekir. Çünkü burada, özel bir seçim düzenlenmekte ve birinci fıkrasında, karar için salt çoğunluk değil 367 karar sayısı aranmaktadır. Yani, 102. maddenin lafzı da ruhu da özel hüküm olduğunu göstermektedir. Mesele, 96. maddeyi aşmaktadır. 102'nin özel hüküm olduğunu kabul ettiğiniz takdirde de, artık sorunu 102 içinde çözmek zorunda kalırsınız. Bunu da ana yazıda anlattım. Bir madde, karar sayısı için 367 arıyorsa, evleviyetle toplantı yeter sayısı için de 367 arıyor demektir. Alın size hukuki yorum!