Milletvekilinin gözyaşları
Başbakan Erdoğan'ın, AKP'nin Çankaya adayı diye açıkladığı ve fakat bizzat kendi adayı olduğunu herkesin bildiği Gül'ün adaylığının açıklandığı gün Meclis, çok coşkulu, çok heyecanlı anlar yaşadı. Meclis tribünlerini dolduran AKP'li gençlerin (bindirilmemiş kıtalar) tezahüratı emin olun benim gözlerimi yaşarttı. Gögüslerimi kabarttı. O ne tezahürattı yarabbi! Vallahi, Beşiktaş'ın Çarşı Grubu bu arkadaşların yanında amatör kaldı.
***
Sonra Abdullah Bey'in adaylığı resmen açıklandı. Meclis yıkıldı adeta!.. Medya, özellikle televizyonlar korkunç bir haber şehveti ile balıklama daldılar konuya Röportajlar, telefonla bağlantılar, her bir milletvekili ile içli içli konuşmalar, ne varsa ekranlarda. O milletvekillerinin duygusallığı karşı alaya çıkmış durumdaydı. Gözyaşlarını tutmayanlar vardı aralarında Zaten bizim basının haber şehveti sebebiyle de ertesi gün sayfalara yansıdı, bu duygusal atmosfer...
***
Sanırsınız ki, o gün, 24 Nisan günü, Türkiye'nin milli geliri 15 bin dolara fırlamış, halkın tekmil sorunları sihirli bir asa ile çözülmüş, cumhuriyet ve demokrasi şahlanmış, ne bileyim sanki Avrupa Birliği'ne girmişiz
***
Ne oluyor yahu, bunlardaki şu gözyaşları neyin sevinci ve mutluluğudur diye soruyorum. Ya Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkacağına seviniyorlar ya da Erdoğan'ın partide kalmasına Ya da başka bir şey
***
Türkiye'ye depresyon ilaçları satan Lilly ilaç şirketinin Ortadoğu başkanı Ludewiks, geçen gün şöyle diyordu: Türkiye'de 7-8 milyon depresyonlu var. Biliyorsunuz, depresyonun en önemli göstergesi, önü alınamayan gözyaşlarıdır. Bizim Meclis depresyonda mı yoksa?