Sol anahtarı
Her kapının bir anahtarlık canı vardır da sol anahtarı için tek ihtimal vardır. 5 çizgi, 4 aralık arasında sallanmak! O yüzden sol anahtarı ve "sallandırmak" arasında yakın bir ilişki mevcuttur ülkemizde. Sol anahtarı ihtilal sebebidir. Her daim sakıncalıdır.
***
Sol anahtarı, mavi sabahları selamlayan şarkıların içindeydi, susturuldu. Bugün birçoklarına göre "aptalcasayılan" emeğin hakkını savunmaktan sabıkalıydı da her meseleden sorumlu tutuldu. Anonim türkülerin içinde bile barındırmadılar. Sol anahtarının en büyük kurbanlarıdır. DenizGezmişvearkadaşları.
***
"Yürümekleyollaraşınmaz" diyenlerin muteber aileleri, sol anahtarı kullanmaz. Hayali ihracat kapılarını açarken de hep sağ ellerini kullanmışlardır. Onların her kapıyı açan sihirli anahtarları vardır zaten. Bandolu, mızıkalı...
***
İşçi marşlarına, öğretmen türkülerine sahip çıkmanın simgesiydi sol anahtarı. Gençlikti, direnişti. Yaşamaktan payımıza düşenin haykırışıydı. Denize atıldı, yakıldı, külleri savruldu. Farkında değilsiniz ama bu ülkenin sol ayağı da yok. 12 Eylül'de kesildiğinden beridir ki ülkedeki kirin haddi hesabı yok. Şimdi yağmalanan belediyeleri, üç günde trilyoner olan politikacıları ve işadamlarını izliyoruz. Şimdi önüne geleni katledenlerin "Vataniçinyaptık" şarkılarını dinliyoruz.
***
Eee hayat böyledir işte. Çocukluğumuzda tek ayak üzerinde durmak diye bir ceza verirlerdi okulda. Bizler inadına sol ayak üzerinde dururduk. Kolaya alışanlar bu işi beceremedi... Şimdi sağ ayağıyla sürünerek yürümeye çalışan ülke gerçeğinin sırrı burada işte. Bir gözü öbür göze düşman etmenin bir bedeli vardır. Tek ayaklı demokrasi de bu kadardır... İnsanlık da...