Aşkagül
Göl kenarındaki bu otelin bence SPA'sından öte en iyi notu alan yeri yemekleri. O nasıl açık büfedir öyle. Sabah kahvaltısındaki çeşitleri görünce gözüm döndü. Binbir çeşit reçel, zeytin, meyve, ekmek... Uzun büfenin bir ucundan diğer ucuna gidene kadar üşenmedim saydım, tam 18 çeşit peynir vardı. Üstelik peynirler öyle havalı Fransız peynirleri değil, Türkiye'nin farklı yörelerine aitler. Öğle ve akşam yemeklerinde de yeşilin her tonunda salata dikkatimi çekti. Bir de tatlılar. "Bu kadar başarılı bir açık büfe kimin elinden çıkıyor?" diye garsona sordum. İtalyan şef Carlo'nun denetiminde bir Türk ekibi hazırlıyormuş. Tüm ekibin ellerine sağlık. Tüm bu ekip içinde dikkatimi özellikle genç bir hanım çekti. O kadar güleryüzlü, terbiyeli, düzgün davranıyordu ki. İlgi alakasına müşteri olarak kayıtsız kalmak mümkün değil. Üniformalı bu kadını çağırarak biraz sohbet ettim. Adı 'Aşkagül'. Ne kadar değişik bir isim, değil mi? Adını pek beğenmiyormuş, biraz buruk söyledi. Halbuki ne kadar şiirsel bir isim. Aşkagül, Karslı. Turizm eğitimini Amasya'da almış. Şimdi Sapanca'da çalışıyor. Karlarla kaplı Kars'ı öyle güzel dile getirdi ki, kendini geliştirmiş ve işini çok iyi yapan bu hanımı yazımla da tebrik etmek istedim. Yolunuz Sapanca'da bu otele düşerse Aşkagül ile bence bir tanışın.