Siyasetin basın üzerindeki rolü
Başbakan Erdoğan Çankaya'ya çıkacak mı? Bilseydim söylerdim ama bilmiyorum. Fakat şunu biliyorum. Erdoğan, Çankaya'ya çıktığı takdirde, 4 yıllık politik iktidarı boyunca giderek güçlendirdiği önemli bir imkanı(!) kaybedecek. İmkan veya olanak kelimesinin yanına ünlem işareti koyduğuma dikkatinizi çekmek isterim, bu ünlemin çok önem ifade ettiğini de elbette.
***
O imkan nedir? Tersten anlatıyoruz tabii ki: Gazetelerde, Başbakan'ın uçağına hangi gazeteler daha fazla bindi, şeklinde bir uçak toto çetelesi tutuluyor. Son skor şöyle: Hürriyet ve Sabah 17'şer defa uçağa binmişler. Milliyet ise 4 kez... Bu 3 gazetenin toplamı 38 ediyor.
***
Bildiğiniz gibi Başbakan uçakta, seçilmiş gazetecilere özel demeçler veriyor ve bu demeçler ertesi gün manşet oluyor. Hürriyet, Sabah ve Milliyet, toplam 38 kez bu şerefe nail olmuşlar. Bu gazetelerin genel yayın politikalarını üç aşağı beş yukarı biliyorsunuz. Demek ki Başbakan yakından bildiği bu yayın politikalarını 38 kez uçakta ağırlamış...
***
Peki!.. Politik veya ideolojik olarak karşı tarafta bulunan gazeteleri ne kadar ağırlamış? Uçak totoya göre durum şöyle: Yeni Şafak 17, Zaman 17, Türkiye 10 ve Vakit 8 kez. Toplam, 52 kez!..
***
Başbakan'ın iktidarını ve politikalarını destekleyen basın daha önde. Eh!.. Dürüst konuşmak gerekirse, eski başbakanlar zamanında da aynı uygulama söz konusuydu ve dinci basın akredite değildi. Demek ki zaten işleyen bir sistem bu kez tersine işlemiş ve tablo böyle çıkıyor. İktidarların kendi basınlarını yaratma ve destekleme siyasetini bilmezlerden değilim. Onun için söylüyorum: Erdoğan Çankaya'ya çıktığı gün bu olanağı(!) yitirecektir.