Adalet Teşkilatı
Dünkü gazetelerde gözüme çarpan en çarpıcı haber şuydu: Ankara Adliyesi'nde kurulmuş Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı ile yine Ankara Adliyesi önünde hizmet veren taksiciler arasındaki kapışma... Biraz daha açalım.
***
Ankara Adliyesi önünde 55 taksi hizmet veriyor. Kimlere hizmet veriyor? Hacze giden icra memurlarına ve keşfe giden adalet görevlilerine. Taksicilerin ekmek parası çıkıyor. Fakat Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, önce birkaç tane, ardından da birkaç tane daha derken, toplam 60 midibüs almış, adliyenin önüne sıralamış. Bir filo kurmuş yani... Midibüs filosu... Ne için? Hacze ve keşfe onlarla gidilsin diye....
***
Hesapta, adliye olarak taksi parası vermekten kurtulacaklar, daha doğrusu midibüslere ödenecek para vakfa kalacak.. Taksiciler isyanda... Adalet Bakanı Çiçek'e kadar gitmişler, ekmeğimiz kesildi diye, bakan da onlara şöyle demiş: Ama vakfımız çok fakir, şimdi kazanacakları parayla adalet sarayının boya, badana, tamir işlerini yapıyorlar.
***
Bir gazeteci önüne gelen böyle bir habere nasıl bakar? Taksicilerin ekmeğinin kesilmesi haksızlık değil mi, diye sorabilir. Vakıfların bu şekilde ticarete girmesi, yasal mıdır, diye sorabilir.
***
Bense bu habere şöyle bakmayı tercih ederdim. Sırf icra memurlarını taşımak için bir filo gerekiyorsa, siz haciz dosyalarının boyutunu hesap edin... Bu millet mahçuz hale getirilmiş demektir. Bir adliye sarayının ayakta kalması, fakir bir vakfın çabalarına kalmışsa, çekin kuyruğunu gitsin... Koltuklarınıza iyi yapışın arkadaşlar!.. Bu kadersiz millete hizmeti başka nasıl yapacaksınız?...