Besin egemenliği
Bizler Türkiye'de sadece siyasi egemenlikten bahsediyoruz. Bağımsızlığımızı her şeyin üzerinde tutmaya çalışıyoruz, hatta tuttuğumuzu zannediyoruz. Oysa konuyu yakından izleyen uzmanlar, başka bir egemenlikten söz ediyorlar: Besin egemenliği!
***
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü'nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya, bakın neler anlatıyor: Dünya Ticaret Örgütü'nün kararları Türkiye tarafından kabul edildi. Bu kararlar çerçevesinde, serbest rekabetin bütün sorunlara cevap vereceği kabul ediliyor, Türkiye'nin et, süt, buğday ithal ederek, buna karşılık meyve, sebze ihraç ederek küreselleşmeye uyum sağlayabileceği öne sürülüyor.
***
Oysa Türkiye'nin de kendi tarımsal sistemlerini koruma ve kendi gıda ihtiyacını karşılamak hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir. DTİ'nin dayatmaları sürdüğü müddetçe, Türk çiftçisi AB ile rekabet edemeyecek, hayvan besleyemez ve buğdaş üretemez hale gelecektir. Buna karşılık her ülke, yıkıma karşı kendi tarımını koruma hakkına sahiptir. Besin egemenliği, bireylerin ve toplumların, kendi besinlerini üretebilme ve tarım politikalarını belirleyebilme hakkını savunan bir düşüncedir.
***
Bu anlayış, göreli olarak yeni bir kavramdır ve devletlerin kendi ülkelerinin tarımsal politikaları üzerinde egemenlik haklarına saygı gösterir. Dünya Ticaret Örgütü'nün tezleri, küreselleşme adı altında, özellikle bizimki gibi tarımsal potansiyeli geniş ve daha da zenginleşebilecek ülkelerin tarımsal üretimini baltalayıcı niteliktedir. Buna karşılık, besin egemenliği anlayışı ile hareket edilmesi, ülkemiz ve milletimiz için birinci derecede önemlidir.