Doktorum nerede?
Keçileri kaçırdım, doktorum nerede, diye bir şarkı var mıydı bilmiyorum. Ama şunu biliyorum. Bu memlekette yaşayanların dörtte biri ruh hastası... Ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor.
***
Yolda belde yürürken etrafınıza baktığınızda, ruh hastası falan göremezsiniz. Çünkü dışarıdan belli olmaz o meret hastalık. Psikopatların boynunda da "Ben psikopatım" yazan levha asılı değildir. Ruh hastalığı insanların davranışlarından, hayata yaklaşımlarından, diğer insanlara nasıl baktıklarından anlaşılır. Bir de tabii gazete haberlerini ve televizyonları kaçırmayacaksınız ki, 6 ayda ruh hastalığı uzmanı bile olabilirsiniz. Adana'da oldu hadise. Daha fazla rezil olmasınlar diye (Aslında rezil olmayı göze almışlardı) olayın kahramanlarının isimlerini değiştiriyorum. Mustafa, kendisine iş bulan, evinde misafir eden eniştesi Yusuf'un kızını kaçırıyor. Yusuf küplere biniyor. Öyle olmaz böyle olur deyip, kızını kaçıran kıyınbiraderinin annesini, yani kendisinin de kayınvalidesi olan Hatice'yi kaçırıyor. Getir kızımı, al anneni!..
***
Bakıyor olacak gibi değil, kayınvalidesini geri getiriyor. Sonra da kayınbiraderine gazeteler aracılığı ile sesleniyor. Anneni eve teslim ettim, sen de kızımı getir hadi güzelim...
***
İstanbul Zeytinburnu'nda, ayakkabıcılık yapan Murat'ın karısına göz koyan en yakın arkadaşı, telefonla çağırıyor, ellerini ayaklarını bağlayıp bir güzel ateşe veriyor. Öldürüyor. Maksadı ne mi? Arkadaşını öldürdükten sonra, güzel karısıyla izdivaç yapacak, mutlu bir yuva kuracak... Neyin üzerinde? Kocasının cesedi üzerinde...
***
Özel merakım gereği yıllardır Yargıtay kararlarını okurum. Böyle iki olaya ne rastladım, ne gördüm. Elimde olsa sokağa çıkmayacağım artık... İlker Sarıer Doktorum nerede?