Yazın yediğin hurmalar, kışın bir yerleri tırmalar
SEVGİLİ Galatasaraylılar.. Biliyorum, birkaç haftadan bu yana futbol takımınızda işler iyi gitmiyor.. Hoş diğer tüm spor dallarında da sezon başından bu yana yerlerde sürünüyorsunuz ama olaya sadece futbol yönünden bakarsak herşey çok farklı.. Hepiniz "Geçen sezonu şampiyon olarak kapatan anlışanlı takımımıza bu yıl ne oldu?'' diye hayıflanıyor, 5-6 ay öncesini mumla arıyorsunuz.. Moraliniz bozuk. Canınız sıkkın. İçinizden sokağa çıkmak bile gelmiyor.. Eminim etrafta sudan sebepten dolayı çatacak adam arıyorsunuz.. Bunları nereden mi biliyorum?.. Aranızda çok yakın Galatasaraylı dostlarım var. Özellikle üst üste gelen Gaziantep yenilgisi, Denizli beraberliği, kupada Erciyes şoku ve son olarak da Beşiktaş mağlubiyeti sonrası hepsinin yüzünden düşen bin parça.. Artık benim esprilerimi bile kaldıramayacak duruma gelmişler.. Beni gören ya yolunu değiştiriyor. Ya da tanımamazlığa geliyor.. Ama bu işler böyledir dostlarım.. Ortada yapılacak bir iş vardır.. O iş sağdan soldan alınan yardımla tamamlandığında işi kendin başardığını zannedersin.. Ancak bir süre sonra öyle bir an gelir ki, bir bakmışlar sen tek başına 3 koyunu bile güdemez bir durumdasındır.. İşte sizinki de o hesap.. Siz de geçen seneki şampiyonluğu "Bileğinizin hakkıyla kazandığınızı'' sanıp, bu sezon takımı İnamotolarla, Minamotolarla, sıradan topçularla falan takviye ettiniz.. Hiç düşünmediniz ki, geçen sezon ligin son 5 haftasında neler oldu?.. Neler bitti, ne canlar yandı?.. Önünüzde rahatça şampiyonluğa ulaşacak bir ekip, çeşitli entrikalarla engellenirken, siz birileri tarafından arkadan itildiniz.. Sizi ligde aynı sezon içinde 2 defa yenen, sonuncusunda ezip geçen ve hatta kupadan eleyen bir takım şampiyon olacakken, aldığınız dış (!) yardımlarla bir baktınız ki kupayı siz kaldırıyorsunuz.. O an havalara uçtunuz, sevinçten göz yaşı döktünüz ve kendinizi bir anda Real Madrid, Barcelona, Milan falan sandınız haklı olarak.. Futbolcu ile değil, Federasyon ile takviyeli (!) takımınızın bu sezon boyası döküldü, tekerleği patladı, tüm defosu ortaya çıktı.. Eğer geçen sezon siz zorla şampiyon yapılmasaydınız ve ikinci olsaydınız Özhan Canaydınlar, Adnan Polatlar, gidip de öyle İnamoto'yu, Tolga'yı, Mehmet Topal'ı, Carrusca'yı getirebilir miydi?. Ya da Okan Buruk gibi artık jübile çağına gelmiş biriyle yeniden sözleşme yapabilir miydi?.. Bence hayır.. Bugün onların yerine büyük ihtimalle Portekizli Maniche, Danimarkalı Gravesen, Arjantinili Gallardo ve İnsua, Brezilyalı Ze Roberto ya da Hırvat Tudor takımınızda forma giyiyor olacaktı.. Ama yönetim bu yıldızları alacağına "Nasıl olsa şampiyon olduk'' diye gitti öbür sıradan futbolcuları transfer etti.. Yani deyim yerindeyse size pantolon yerine gömlek verdiler.. "Doğan görünümlü Şahin''i size mercedes diye yutturdular.. Sonunda da başınıza bunlar geldi.. Kısacası yazın yenilen hurmalar, kışın bilmemnereleri tırmalamaya başladı.. Galatasaray şimdi geçen sezon bitimi transfere harcayacağı paranın en az 2 katını bayılacak.. Yazık değil mi borç batağı içinde yüzen ve bakkal, kasap, manav bilumum alacaklıdan kaçan bu kulübe (!) Şimdi aynı olay Beşiktaş'ın başında.. Geçtiğimiz sene sizi itekleyen Federasyon bu yılda öyle gözüküyor ki, Beşiktaş'ı itmeye başladı.. Daha doğrusu Fenerbahçe'yi geri çekmeye başladı.. Etrafı şimdiden "Beşiktaş şampiyon olur. Fenerbahçe avucunu yalar'' söylentileri kırıp geçiriyor.. Biz bunların sırf dedikodudan ibaret olmadığını geçen sezon örnekleriyle Manisa'da, Denizli'de gördük.. Aynı senaryo bu yıl da malum kişiler tarafından yeniden yazıldı ve sahnelenmeye başladı.. Beşiktaş bu kadrosuyla şampiyon yapılırsa Türk futbolu hakikaten bitmiş demektir.. Ama emin olun Beşiktaş da bitmiş demektir.. Türkiye ikinci bir "Söz verdiğim için kupayı aldım hastaneye götürdüm'' teranesini yemez.. Yememeli..