Alışıyoruz...
Ülkemizi ayakta tutan değerlere sövenleri başımızın üzerinde taşımaya... İşçinin, memurun alın terini içerek, hararetini gideren zalim politikaya... Karanlıklara hizmet etmenin, hayal edilmeyecek mal varlığına dönüşmesine. Yükselen değerin alçaklık olup, insanlığın ayaklar altına düşmesine. Alışıyoruz...
***
Anneliğin bile patronlarının altına yatmasına zemin hazırlayanlara... Uyuşturucunun ilkokul kapılarının önünde dans etmesine... Başkalarının parasını sayarken, büyüklerimizi saymayıp, küçüklerimizi sevmemeye... Mutaassıp politikanın eli açık kurbanları olarak, bozuk para gibi harcanmaya... Alışıyoruz...
***
Böbreğini satanların karşısında heykel gibi dikilip, Barzani'nin kullandığı kelimelerin karşısında suskun kalanlara... Düşündüğümüz için bizleri suçlu sandalyesine oturanların, çaldıkları kadar masum olmalarına... Parti kongrelerinde İstiklal Marşı okunmamasına, Atatürk posterleri asılmamasına... Profesörlerin, üfürükçü hocalar karşısında değersiz kalmalarına... Alışıyoruz...
***
Bugün alıştığımız şeyleri söyleyenler, 30 yıl önce idam edildiler. O yüzden aşka sürtünen kadınlara devrimci demeye utanmayanlara bile alıştık. Barzani ve ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın kullandığı Kürdistan kelimesine mi alışmayacağız... Alıştırırlar, hiç kuşkunuz olmasın.