Sadettin Saran olayı
Takım tutmak sadece bizim ülkemize has bir durum değil aslına bakarsanız. Her ülkenin popüler sporu neyse insanlar o sporu yapan takımlara ilgi gösteriyor. Amerikalılar'ın basketbol ve beyzbol, Ruslar'ın buz hokeyi takımları gibi. Dünya genelinde futbolun ezici üstünlüğü var. Bizdedeenpopülersporfutbol. Ancak takım tutmaktan takım tutmaya fark var. Fanatizm ve şiddet kısmını bir kenara bırakırsak -ki o durum zaten akıl sağlığı yerinde olan adamların işi değil- bir de tuttuğu takıma gerçekten bağlı olan insanlar var. Ne yalan söyleyeyim, benim durumum hiçbir zaman onlar kadar olamadı. Bazı insanlar tanıyorum ki, gerçekten tuttukları takımın ismini söylediklerinde gözleri parlıyor. Benim bahsettiğim duygu bu. Fanatik değiller. Tuttukları takım için terör yaratacak, birilerini incitecek davranışlar içine girmezler. Takımlarına aşk ile bağlıdırlar. İş hayatlarından, hatta bazen aile yaşantılarından fedakarlıklar yaparlar takımları için.
GÖZLERİPARLIYOR MeselaAliKoç. 'Fenerbahçe' dediğiniz zaman Ali Koç'un mavi gözleri parlamaya başlar. Geçen yıl yönetime girmeden önce Erzurum'da sohbet ediyorduk. Yoğun işlerinin içinde nasıl Fenerbahçe'ye vakit ayıracağını sormayı düşünüyordum. Ama sohbet sırasında Fenerbahçe aşkını anlayınca vazgeçmiştim sormaktan. Üstelik bugüne kadar Koç ailesinden tuttukları takımın yönetimine giren kimse olmamasına rağmen Ali Koç hiç çekinmeden yönetime girdi. Benceiyideyaptı. Çünkü Ali Koç'un başkan yardımcılığıyla yetinmeyeceğini biliyorum. Budönemstajolarakgörülmeli. FeritŞahenk var sonra. Tanışmadık kendisiyle ama birkaç kez statta nasıl maç izlediğine ve heyecanlandığına şahit oldum. Tanıyanlar Fenerbahçe sevgisini anlata anlata bitiremezler. DurumsadeceFenerbahçeiçinböyledeğil. Galatasaraylı ve Beşiktaşlı arkadaşlarım var, aynı derecede takımlarına bağlı. MuratÇelik var mesela. Beşiktaş aşığı. Süleyman Seba'nın son döneminde yönetim kurulundaydı. Şimdi yine Beşiktaş yönetiminde. Beşiktaş'tan konuşmaya başlayınca gözlerinin içi parlar onun da... Galatarasaylı dostlarım UğurGüven ve ŞirzatŞubaşı var. Takımları için her türlü fedakarlığı yapabilecek, son derece başarılı insanlar. Bu tür insanlar çok nadir insanlardır. Hem takımına bağlı, hem düzgün kariyerli hem de başarılı böyle insanlar tuttukları takım için çok önemlidir. Böyle insanları bulup onları kulüpleri için faydalı hale getirmek gerekir. Hal böyleyken SadettinSaran'ın Fenerbahçe'den ihraç edilmesine anlam veremiyorum. Yukarıdaki isimler gibi Fenerbahçe dediğinizde sesi titreyen bir insandır Sadettin Saran. AzizYıldırım ile girdikleri tartışma haricinde Fenerbahçe'ye zarar verecek bir davranışının olabileceğine inanmak bence çok güç. Hele maddi menfaat sağlamak adına kulübüne zarar vereceğini düşünmek çok gülünç. AzizYıldırım100yıldahabaşkanlıkyapmayacaksanırım. Fenerbahçe'nin hizmet edecek, fayda sağlayacak yöneticilere ihtiyacı olacak. Bu tarife uyan bir insanı uzaklaştırmak bence Fenerbahçe'ye yakışmadı.