Buzda dans
Budapeşte'nin en merkezi yerinde bulunan Kahramanlar Meydanı görülmeye değer bir yer. Macar tarihinde yer etmiş tüm kralların ve askerlerin heykelleri kronolojik sırayla dizilmiş. "Niyebizimböylebirmeydanımızyok?Nedenbizimtarihimizdeönemliyertutaninsanlarlailgiliböyleanıtlaryapmamışız?" diye kendi kendine soruyor ve heykellerin görkemi karşısında şaşırıyor insan. Ama asıl şaşkınlığı hemen Kahramanlar Meydanı'nın arka tarafında bulunan buz pistini görünce yaşıyorsunuz. Her yıl düzenli olarak belediye tarafından buz pisti haline getirilen koskoca bir alan burası. Biz bir cumartesi gecesi belki kayarız, düşüncesiyle gittik ve kiralayacak paten bulamadık. Üstelik neredeyse her Macar vatandaşında kendine ait bir çift paten olmasına rağmen. Belki sayısı bini aşmış insan kayıyordu aynı anda. 7 yaşında çocuktan 70 yaşında nineye kadar. Macar hükümeti ülkenin dört bir yanındaki buz pistlerini destekliyormuş. Bu pistlerin kurulması için vergi indirimleri yapıyor, teşvikler veriyormuş. Peki bu ne işe yarıyor? Öncelikle gencecik ve boş boş sokaklarda gezinen çocukların bir takım geri zekalılar tarafından kandırılmasını engelliyor. Doğru bir işle, güzel bir sporla uğraşmalarını sağlıyor. Uluslararası yarışmalarda şampiyonluklar ve değeri verilen o üç kuruş teşviklerle ölçülemeyecek ülke tanıtımı yapılmış oluyor. Peki Macaristan'da durum böyleyken bizde ne yapılıyor? Kış mevsiminde sokak aralarında kayabilmek için yaptığımız uzunlamasına buz pistler, mahallenin yaşlıları tarafından kül dökülerek mahvedildiği yıllarda hayatımın ilk gerçek buz pistini gördüm ben. Ataköy'de açılan Galeria'daki buz pistiydi bu. Biz ki çocukluğumuzu TRT 1 karşısında buz pateni şampiyonalarını izleleyerek geçirmiş, Katerina Witt'e en az bir kez aşık olmuş bir nesiliz. Hepimiz pisti gören uygun bir yerden hayran hayran kayanları izledik. Bir alışveriş merkezinin balkonlarından yaptıkları hareketleri alkışladık, imrendik. Kayamadık,çünküparamızyoktu. Sonra Silivrikapı'da belediyenin bir buz pisti inşaa ettiği haberi geldi. Belki kayarız bitince, dedik. Bitmedi. Yıllarca sürdü. Öyle çok uzun değil canım. 20 yıl kadar... Sonra ne oldu peki biliyor musunuz o buz pisti inşaatı? Geçtiğimiz ay inşaat çürüdüğü için yıkıldı. Tam20yılbitemediktensonra. Kimbilir hangi müteahhitler, hangi belediye çalışanları zengin oldular o inşaat sayesinde? O adamların çocukları babalarının kazandığı bu pis parayla bembeyaz buzun üstünde kimbilir hangi pistlerde kaydılar? Neticede bir kere bile buz üstünde kayamamış ama bu spora hayran, kazık kadar bir adam oldum çıktım. BuzdaDansyarışmasıneticedebirşovprogramı. Arada sululuklar, düzeysizlikler olacak. Kavga edecekler yarışmacılar ve diğerleri. Ama benim izlediğim bölümler hep buz üzerinde oldukları bölümler. Diğer kısmı lazım değil bana. Benim yıllarca yapamadıklarımı yapınca oradakiler içim gidiyor onlarla birlikte buzun üstünde. Öğrendim ki programın yayınından sonra ülkemizde kısıtlı sayıda bulunan buz pistleri dolmaya başlamış. Çocuklar anne babalarından paten istemeye başlamışlar. Ne güzel işte. Bundan daha büyük bir kazanç olabilir mi? Bu nedenle her türlü şov kısmıyla ilgili eleştiriye rağmen bir şeyler başarmış bir televizyon programıdır BuzdaDans. Cinayete özendiren dizilerin yayınlandığı bir ülkede ne kadar mühim bir başarı. Tüm emeği geçenleri kutlamak lazım. Özellikle programın yönetmeni CanerErdem'i ayrıca tebrik etmeli. Ben televizyon karşısındaki bir izleyiciyim. O nedenle izlediğim görüntüler çok önemli. Küçücükbirpistikocamanbirdünyayaçeviren ve göz zevkimize zevk katan bu usta yönetmene şapka çıkartıyorum. Yeterki kendisi buzda kaymaya kalkmasın. Malum o bize daha çok lazım.