Ödediğimiz vergi ne olarak döner?
Vergi Haftası etkinlikleri dikkatinizi çekmiştir. Bilboardlar, gazete ilanları, televizyon programlarının içinde vergi ile ilgili konuşmalar bu aralar gırla gidiyor. Bu kadar vergi bilinçlendirmesi çalışmasını gören de vergi vermeyen bir millet olduğumuzu sanacak. Dünyanın en çok vergi veren milleti değil miyiz biz? Mesela en yüksek cep telefonu ücretini biz ödemiyor muyuz? Dünyanın en pahalı benzini bizde değil mi? Nasıl oluyor bunlar sizce? Tabii ki, vergi sayesinde. Vergi verelim vermesine de, bu vergilerin bize yol, su, elektrik, güvenlik, hizmet olarak dönmesi lazım değil mi? Dönüyor mu peki sizce? Bakın, sizin-benim gibi vergisini ödeyen bir vatandaşımız olan Ramiz Besimoğlu'nun başı, ödediği vergilerle yapılan TEM yolunun Çorlu gişelerinde nasıl ağrımış. Ödediği vergiler kendisine yol, gişe memuru terörü, tehdit veya sabır olarak nasıl dönmüş. Karayolları Genel Müdürlüğü'ne de ilettiği yazıyı biraz kısaltarak aktarıyorum:
Sayın yetkili Bir iş için her zaman olduğu gibi bugün (19.02.2007) saat 10:00-11:00 sularında TEM otoyolunu İstanbul Mahmutbey-Tekirdağ Çorlu'ya gitmek için kullandım. Yolculuğumun sonuna, yani Çorlu gişelerine geldiğimde her zamankinden farklı bir tavır ve davranışla karşılaştım. Gişeye geldiğimde yol ücretini ödemek için üzerimdeki tek nakit olan 10 YTL'yi verdim. Gişe görevlisi bana ne dese beğenirsiniz? "Şu anda bozuk para yok bekleyeceksiniz." Ben de neden bekleyeceğimi sordum. "Ne demek bozuk param yok. Neden bulundurmuyorsunuz?" diye sordum. Bana verdiği cevap şöyle oldu "Ben Karayolları mıyım? Karayolları bulundursun bozuk parayı." Şimdi bu görevli sizin görevliniz değil mi? Canı sıkılan gişeye oturup otoyol ücretlerini mi topluyor? Bu nasıl bir cevap? "Benim acelem var nereden bulacaksanız bulun bozuk parayı ve ben de yoluma devam edeyim" dedim. Bana "O zaman beklemeyin sonra cezalı ödersiniz" dedi. "Ne demek cezalı ödersin?" diye sorduğumda "Bana ne senin geç kalmandan. Ya bekle ya da cezalı öde" dedi. Mecburen bekledim. Allah'tan benden sonraki araçta bozuk para çıktı da ben de işime yetişebildim. Ya oradan herhangi bir araç geçmeseydi? Ya da sonradan gelen araçlarda da bozuk para olmasaydı ne olacaktı? O kadar insan orada bekleyecek miydi? Bu mudur hizmet anlayışı? Ben orada beklerken gişe görevlisi yanındaki başka bir kişi ile sohbetine devam etti. Bunu üzerine ben de sorumlusunun kim olduğunu sordum. Bu konuyu sorumlusuna iletmek istediğimi ve kendisi hakkında şikayette bulunmak istediğimi bildirdim. "Biraz ileride tabela var oradan gir, şefimiz orada" dedi. Gösterdiği yere girdim ve işletme sorumlusu Mustafa Arı ile görüşmem gerektiğini söylediler ve kendisinin odasına yönlendirdiler. Ben durumu anlattıktan sonra işletme şefi beyefendi ne dese beğenirsiniz... Oturduğu koltukta şöyle bir arkasına yaslandı ve "Bekleyeceksin tabii. İşin ne?" dedi. Kendisinden şikayetçi olacağımı söyleyince de "Burası devlet dairesi bir şey olmaz. Boşuna zaman kaybedersin" dedi. Sesinin tonunu değiştirerek (ben bu tondan tehdit edildiğim anlamını çıkardım) "Senin adın ne ve hangi firmada çalışıyorsun?" diye sordu. Ben de adımın Ramiz Besimoğlu olduğunu ve çalıştığım firmanın ismini söyledim. Ama bu bilgilerin onun ne işine yarayacağını anlamadım.