Birinci sınıf forma, ikinci sınıf yürek Fenerbahçe,Rize'de heyelana kapıldı ve hayati uç puan bıraktı. Geçen haftanın berbat bir kopyası vardı sahada. Rakibi engelleyecek güç ve yaratıcılık sıfırdı. Deniz, daha maçın başında kapıyı elleriyle açtı. Bu golden sonra şahlanıp, ayağa kalkacağını sandığımız futbolcuların, gamsız görüntüsü vardı ve ikinci gol geldi.
***
Fenerbahçe dün yine yan paslarda bir harikaydı da, rakibin üzerine gitmekte fukara. Serkan taş devrinden kalan bir futbol oynuyor. Mehmet Yozgatlı kenarda duruyor. Deniz ihtiyarlamış da, yaşını küçültmüş gibi. Orta alanın ciğerleri su toplamış. Deivid bu takıma 100. Yıl armağanı... Şampiyonluğa oynayan bir takımın, bu kadar kolay teslim olması şaşırtıcı. Takımın tek canlı hücresi Semih'ti ve umut golünü de attı ama takımını kurtarmaya yetmedi. Dün Rize'de şampiyonluğun bir hayal harabesi vardı, dakikalar ilerledikçe taksit taksit tükenen. Kazanmak adına kılını kıpırdatmayan...
***
Kazanmak da ayakların değil, ruhun işidir çok zaman. Birinci sınıf formaya, ikinci sınıf yürek sokmanın bedelidir dünkü sonuç. Rizespor'a gelince... Galibiyet eğitimi almış bir takım vardı sahada. 3 puanı kesinlikle hak ettiler. Selçuk Dereli'nin düdüğünün sivri ucu, Fenerbahçe'ye sinsice battı. Penaltı tartışması yaratan iki pozisyon var. Ama ligi dengelemek için seçilmiş bir hakemde, adalet ne arar!
***
Alex için söyleyecek bir çift sözüm var. Kaç haftadır sahada sefilleri oynayan Alex'e, yarından sonra hiçbir rol kalmadı artık. "Kendini oynamaktan başka!"