Oscar'ı Kate Winslet almalı
Sıradan hayatları ile banliyö insanları: Bir tarafta umutsuz ev kadınları, bir tarafta çocuk oyunu gibi başlayan bir yasak aşk ve bir tarafta da bir pedofilin yarattığı korku. "TutkuOyunları" işte bu konuları bir araya getiren ilginç bir çalışma. Bu yılki Oscarlar'da 'eniyikadınoyuncu' dalında aday olan KateWinslet'ın oyunculuğu ile ön plana çıktığı film, çok iyi yazılmış olan senaryosu ile de ilgiyi hak ediyor. Sarah kötü giden evliliğinden bunalmış bir ev kadınıdır. Başarılı iş kadını Kathy'nin kocası Brad ise eşinin gölgesinde kalmış bir ev erkeğidir. İkisi de bir banliyöde yaşamaktadır. Bu sıkıcı yerde ev kadınlarının en büyük sosyalleşme mekanı çocuk parkıdır. Oğluyla buraya her gün gelen Brad bu ev kadınlarının rüyalarını süsleyen bir yakışıklıdır. Sarah hiçbir kadının konuşmaya cesaret edemediği Brad'e bir gün öpücük verir. Eşleriyle sorunları bulunan bu iki insanın yasak ilişkisi işte bu öpücükle başlamış olur. TomPerotta'nın "LittleChildren" isimli kitabından uyarlanan filmde yönetmen ToddField, banliyö hayatını tüm çıplaklığı ile beyazperdeye taşıyor. Field kamerasını, orta sınıf Amerikan insanının sadakat, ayrımcılık ve cinsellik gibi sorunlarla boğuştuğu bir ortamdaki çarpık ilşikilerine ve düşmanca tavırlarına çeviriyor. Parkta çocuklarını oynatan kadınların konuşmaları ve yakışıklı baba ile ilgili fantazileri bu insanların iki yüzlülüğünü daha ilk sahnelerde ortaya koyuyor. İdeal anne profili çizen bu ev kadınları ne kadar zavallı olduklarının, toplum için yaşadıklarının farkında bile değil. ModernEmmaBovary Bu sürüden ayrılan tek isim: Sarah. İngilizDiliveEdebiyatı konusunda master yapmış olan bu genç kadın, duygularının götürdüğü yere gidecek kadar özgür bir kadın. Bu iki genç insanı eşlerinin ilgisizliği bir araya getiriyor. Sarah'ın eşi internetteki kiralık bir kıza aşık. O kadına ait bir külotu koklayarak mastürbasyon yaptığı sahne hem komik hem de bu evlilik ile ilgili her şeyi açıklıyor. Aynı şey Bradd için de geçerli. Eşi Kathy ona gereken ilgiyi asla göstermiyor. Hatta çoğu geceyi oğlunu da yanlarına yatırarak geçiriyor. Bu koşullar, evliliklerinde gölgede kalmış olan iki insanı bir araya getiriyor. İkisi de birbiri için çıldırıyor. Hiç doymak bilmezcesine bir cinsellik yaşıyorlar. Aslında aralarındaki bir tutku değil, birlikte bir şeyler yapmaktan hoşlanan iki yetişkin insanın oynadığı bir nevi oyun. Örneğin; kaç yetişkin, baro sınavına girmekten vazgeçip sevgilisi ile iki günü baş başa geçirir? Filmde bu kahramanların yanı sıra mahalleye dönen pedofil Ronnie, birlikte yaşadığı annesi ve Ronnie'yi sürekli taciz eden emekli bir polis de yan karakterler olarak başarıyla işlenmiş. Filmdeki sevişme sahneleri çok estetik. İkisinin çıplaklığı asla rahatsız edici değil, hatta filmi tamamlayıcı. Ayrıca Sarah'ın EmmaBovary hakkındaki görüşlerini anlattığı sahne çok etkileyici. KateWinslet filmi baştan sona sırtlanıyor. PatrickWilson da tüm yakışıklılığıyla ona destek veriyor. Bu yıl hem AltınKüre'de hem de Oscar'da en iyi kadın oyuncu adayı olan Winslet, bu ödülleri fazlasıyla hak ediyor. Sıradan olan bir insanı tüm zaaflarıyla başarılı bir şekilde canlandırıyor. Bu yüzden Oscar ne HelenMirren'ın ne de MerlyStreep'in olmalı. Bu ödülü Kate almalı.