Babam Sungur Atakan yaşasaydı ultrAslan olurdu eminim. Galatasaraylıydı çünkü o... Ve Galatasaraylıdan da öte; Aslan Galatasaraylı, ultra Galatasaraylı... Beni çocukken, çocuk bile değil çocuktan da küçükken, galiba 1970'te ilk maça götürdüğünde ultrAslan yoktu. Daha doğrusu vardı ama adı konmamıştı. Ama ultrAslan'ı ben o gün, 1970'te tanımıştım. Daha önce de sarı kırmızı formamda.. Metin Oktay'ın jübilesinin bir gün sonrasının gazetelerinden kesilmiş ve bakmaya doyamadığım fotoğraflarda sezmiştim o ruhu ama maça gidip yüzyüze tanışmak farklıydı kuşkusuz. Babam bana "Bak oğlum bu ultrAslan", dememişti. O da bilmiyordu henüz adını. Ve kendisinin de bir ultrAslan olduğunu. "Bak oğlum Galatasaray bu işte", demişti. Ve devam etmişti gerçek Galatasaray'ın ne demek olduğunu anlatmaya, anlattıkça da kendisini tanıtmaya. "Unutma", demişti ilk küfürlü tezahüratı duyduğum ve anlam veremediğimde, "Galatasaraylıysan eğer asla küfür etmeyeceksin. Sen bakma edenlere, onlar fazla heyecanlı". Babam eğer yaşasaydı ultrAslan olurdu. Önce rakip takım çıkmıştı sahaya. Bazı seyirciler yuhalamaya, ıslıklamaya, küfür etmeye başladılar. Babama baktım, hafif bir tempoyla alkışlıyordu. Döndü "Rakip takım da olsa onlar da sporcu", dedi, "Onlar da tıpkı bizimkiler gibi kazanmak için çıkıyorlar sahaya. Tıpkı bizimkilerin hissettiklerini hissediyorlar. Ve unutma rakip olmazsa Galatasaray da olmaz. Onun için rakibi asla yuhalama, alkışla. Ama Galatasaray'ı daha coşkulu ve içten alkışla". Babam yaşasaydı ultrAslan olurdu. Tartışmalı bir ofsayt pozisyonundan sonra çoğunluğun aksine hakeme tepki göstermemişti. Bana pasif ofsayt kuralını anlatmaya çalışmıştı. "Gerçek bir Galatasaray taraftarı olmak istiyorsan, önce kuralları öğrenmelisin demişti. Kuralları bilmezsen herşeyi yanlış yorumlarsın". Babam yaşasaydı ultrAslan olurdu. Futbol dışında voleybol ve basket maçlarına da götürürdü beni. Galatasaray'ın sadece büyük bir futbol değil çok büyük bir spor kulübü olduğunu söylerdi. Babam yaşasaydı ultrAslan olurdu. Sadece İstanbul'daki değil deplasmandaki maçlara da götürürdü. Tek bir seyircinin gitmediği çok uzak illerdeki deplasmanlara bile gider, rakip takım taraftarlarının arasında tek başına oturur, Cim Bom Bom diye bağırmaktan çekinmezdi. Babam yaşasaydı ultrAslan olurdu. Monaco-Galatasaray maçına gidemediğine çok üzülmüştü. TV'den izlerken Prekazi'nin muhteşem frikik golünden sonra sevinçten geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü. Babam yaşasaydı ultrAslan olurdu. YURTSAN ATAKAN