Ama G.Saray taraftarı bu karara uyarken, rakipler deplasman deplasman dolaşır. Derken Kadıköy'de oynanacak olan Fenerbahçe-Galatasaray maçı gelir çatar. Tüm taraftar panik haldedir, paniğin sebebi ise şudur : "Bu maça gitmemizi engellerler ama A.Sami Yen'deki rövanşa gelebilmek için Cumhurbaşkanı'nı devreye sokar yine de gelirler. Öyle ya da böyle biz bu maça gitmeliyiz." Eğer, "Fenerbahçe taraftarı Ali Sami Yen'de oynanacak olan maça kesinlikle gelemeyecektir" açıklaması yapılmazsa kimse bu taraftarı durduramazdı ama böyle bir açıklama yapılmadı. İnsanlar maçı yerinde izlemek için satışa çıkan Fenerbahçe tribünü biletlerini kapışmaya başlar. Yaklaşık üç bin biletin Galatasaray taraftarı tarafından alındığı yolunda bilgiler gelir. Bunun üzerine İstanbul Valiliği karar alır, maça münferit gidecek olan Galatasaraylılar için Numaralı Tribünün kenarında "Özel Bölüm" ayrıldığını açıklar. Bu açıklamanın ardından rahatlayan G.Saray taraftarları münferit olarak Kadıköy'e gider. Ancak yetkililer Galatasaray taraftarını stat dışına çıkarmayı uygun bulurlar. Bir nevi cezadır bu.. "Neden bilet alıp bu maça geldiniz ?" cezası. Maça güvenlik sebebiyle geç gelen Galatasaray yönetimi ise, taraftarının Kadıköy'de maruz kaldığı haksızlıkları göremez. Galatasaray taraftarı tepkilidir... Kadıköy'de maruz kalınan hareketlerin ve stat dışına atılmanın kızgınlığıyla ağır eleştirilerde bulunurlar G.Saray yönetimine. Yoksa başkanın rakip başkanın elini sıkmasına değildir bu tepkiler.
KANAL D ÖNÜNDEKİ OLAY NEYDİ? Maçtan birkaç gün sonra dernekte toplantı yapılır. O anda başkanın, derneğe çok yakın olan bir TV kanalında canlı yayına katıldığı haber alınır. Konu son hadiselerdir. Dernek başkanının da bu yayına katılmasını sağlayabilmek için programın yapımcısı aranır. Ancak ulaşmak mümkün olmayınca o kuruluşa gidilir. Yapımcı kapıya kadar gelerek Dernek başkanını içeri alır. Ardından bir dernek üyesi daha içeri girmek isteyince görevlilerle ciddi tartışma çıkar. TV'lerden yayınlanan görüntüler bunlardır. Yoksa hiç kimse Galatasaray Kulübü başkanına saldırmamıştır. Bu görüşmeden sonra başkan emniyete sitem eder, basın da emniyetin üzerine gidince, emniyet büyük bir operasyon başlatır. ultrAslan Derneği yöneticileri göz altına alınırlar.. İşin ilginci giden 12 kişiden 8'inin derbi maça bile gitmemiş oluşudur.! Oraya gidenler de ultrAslanların tribünlerden çıkarılması esnasında olay çıkmaması için üstün bir çaba sarf etmişler hatta onlara emniyetin üst düzey yetkilileri tarafından teşekkür bile edilmiştir. Yine de ifade için çağırılan kişi 4 gün göz altına alınırlar. İçeride misafir edilen 12 kişinin hepsi iş güç, çoluk çocuk sahibidirler... Dördü Galatasaray Spor Kulübü üyesidir... Bu dörtlüden ikisi Galatasaray Liseli, biri Galatasaray Sportif A.Ş.'nin eski Genel Müdür Yardımcısıydı ve bir kaç sene sonra Galatasaray Spor Kulübü Heyetine girecekti... Biri önceki dönem seçimlere katılan yönetici adayı idi, bir diğeri ise yine önceki dönem kulüpte yöneticilik yapan bir işadamı kardeşidir. Bu 12 kişiye "Kadıköy'deki maçta olay çıkardıkları!" gerekçesi ile spor müsabakalarına bir yıl girememe cezası verilir. Daha sonra savcılık gözaltına alınanlara takipsizlik kararı verir.
DERNEĞİMİZ NEDEN KAPATILDI? Alınan duyumlar taraftar derneklerinin Valilikçe kapatılacağı yolundaydı. Böyle bir şeyi ultrAslan hazmedemezdi. Eğer bu dernek kapanacaksa bunu Genel Kurul üyeleri yapardı. Onurlu ve şerefli insanlardı, o yüzden derneğin dış etkenler tarafından kapatılma olasılığı varsa bunu beklemeleri düşünülemezdi. Ve Genel Kurul üyelerinin Hükümet Komiseri önünde yaptığı oylama ile dernek kapatılır. Defterler Dernekler Masası tarafından incelemeye alınır, amirlerin "Böyle düzenli evraklara sahip bu derneği neden kapatıyorsunuz?" şeklindeki sorularına ve "Kapatmayın" telkinlerine ise acı acı gülümserler.. Dernek kapatılır ama ultrAslan tüm heybetiyle ayaktadır. Bunun en güzel örneği ise 6-7-8 Aralık 2002 tarihlerinde Kopenhag'da düzenlenen Futbol Fuarına (Fotbold Messen) Türk ve İslam aleminden sadece ve sadece ultrAslanların davet edilmesidir. Neticede ultrAslan'ın faaliyetleri devam eder. Ve artık ultrAslan bugünlerde 6 seneyi artık geride bırakmıştır. Yeni sloganları ise "2001'de yaktığımız meşale, nesillerce parlayacak güneş olsun" dur. (NOT: ultrAslan'ın kuruluş hikayesi burada sona eriyor.. Bu yazı dizisinde bilgi ve belgeleriyle emeği geçen herkese teşekkür ederiz..)