Elde edilmemiş faizin vergisi
Dönem sonlarında şirketlerin ve tüccarların vadeli hesaplardaki paralarının, dönem sonu itibarıyla faizi hesaplanıp gelir yazılması ve vergisinin ödenmesi gerekiyor. 2004 yılında Vergi Usul Kanunu'na eklenen bir hükümle, mevduat ve kredi sözleşmelerine dayanan alacakların değerleme gününe kadar hesaplanacak faizlerinin gelir yazılacağı hükmü getirildi. Kredi alacakları için sorun yok. Çünkü krediler zaten her gün için faiz hesaplanıp, tahakkuk ettiriliyor. Bu faizin sonradan ortadan kalkması söz konusu değil.
ŞARTLIALACAK Vadeli hesaplar öyle değil. Vadeli hesaplarda vade dolmadan faiz tahakkuk etmez. Vadesinden önce hesabı bozarsanız, faiz alamazsınız. Dolayısıyla faiz alacağınız ancak vade dolduğunda kesinleşir ve geliri o gün hak etmiş olursunuz. Bunun hukuktaki adı "şarta bağlı alacak"tır. Şart gerçekleşirse alacağınız olur, şart gerçekleşmezse olmaz. Dolayısıyla vadeli hesapta para tutan şirketler ve tüccarlar henüz doğmamış, doğacağı da kesin olmayan bir gelirin vergisini ödemekteler. Diğer taraftan, faizler elde edildiklerinde üzerinden vergi kesilir. Dönem sonunda tahakkuk etmediği için gelir yazılan faizler üzerinden vergi kesilmesi sözkonusu olmadığından vergi mahsubu da yok. Öyle olunca şöyle bir durum çıkıyor:
DEĞİŞENBİRŞEYYOK Elde etmediğiniz faiz üzerinden vergi ödüyorsunuz. Eğer vadeyi beklemeden hesabı bozdurursanız vergiyi boşuna ödemiş oluyorsunuz ve ertesi yıl bu faizi gider olarak düşüyorsunuz. Devlete bir yıl boşuna ve faizsiz para kullandırmış oluyorsunuz. Vadeyi bekler ve faizi alırsanız, bu faizin tamamı üzerinden vergi kesiliyor. Yani ikinci defa vergi ödüyorsunuz. Fazladan ödediğiniz bu vergiyi de daha sonra ödeyeceğiniz vergilerden düşüyor veya zarar ederseniz ertesi yıl iade alıyorsunuz. Sonuçta şirket ve tüccarlar her halde devlete faizsiz para kullandırıyor.