Neden Fenerbahçe?
Bana hep soruyorlar, "NedenFenerbahçeağırlıklıyazıyorsun?" "Fenerbahçe'yi seviyorum" diyorum, tutmadığım bir takıma olan sevgimi dışa vurmayı seviyorum çünkü. Geçen sezon sonunda Adnan Polat'la, Yıldırım Demirören'in yemeğine karşı durmamak, gazeteciliği reddetmektir. Böyle sinsi organizasyonlara nefretimi sunmak için yazıyorum Fenerbahçe'yi... Kolundaki pahalı saatle zamanı durdurduğunu zanneden sevgisiz birini teşhir etmek adına yazıyorum. Fenerbahçe'ye karşı örgütlenen sinsi sisteme müritlik etmediğim için yazıyorum Fenerbahçe'yi. Aydınlık ruhu için... Tek başına olduğu için... Kendileri şampiyon olamayacağı zaman, Fenerbahçe'nin önüne birkaç takımlık duvar ören kalleş ortaklıklara inat yazıyorum. Her türlü şeytanlığın içinde olup, Aziz Yıldırım'ı her şeyin sebebi gibi gösterenleri işaret etmek adına yazıyorum Fenerbahçe'yi... Bu ülkede ırkçılığın babası olan gazetecilerin karşı saflarında durmak için. Daha sayayım mı? Hangi takımı tuttuğumun önemi yok, ben yazarken takım tutmuyorum. Kimseye sadakat borcum da yok, köle ruhum da. Her kulübün kendine yakışan yazarları varken, hiçbir formanın rengi yok üzerimde. Sadece inandığım düşüncelerin izindeyim. Emre ittaat etmekte gönüllü değilim. Varmıitirazıolan? Kendi kulüplerinin sadakatli yazarlarıyla tatmin olanlar, benim özgürlüğüme kelepçe takmasın. Her yazarın kendi güneşi vardır. Kendi düşünceleri. Benim neyi yazacağıma taraftarlar karar verecekse... Gazetecilik orada bitmiştir zaten. Işığı fetheden karanlık gölgeler kazanmıştır ki... Hayatımboyuncabunaizinvermedim. Bu saatten sonra hiç vermem!